En çok neyi özlediniz? Ben sarılmayı özledim…

Ne konu hakkında yazacağıma uzunca bilgisayar karşısında bekledikten sonra karar verebildim. Konular ne de çok birikmiş içimde. Yazıya size bir soru sorarak başlamak en iyisi…

En çok neyi özlediniz?

Ben sarılmayı özledim. Doyasıya sarılmak. Hele benim gibi sevgisini dokunarak belli edenlerdenseniz sarılmayı özlüyorsunuz ..sarılamaz, dokunamaz, olduk. Hatta en ufak keyiflerimiz aslında büyük bir lükse dönüştü. Ahh diyorum simdi güneşli bir günde elimde demli bir çay ile oturup temiz havanın keyfini çıkarmak vardı. Ah şu yasaklar olmasa. Güneşli havalarda keyif sürmek lüks hale dönüştü.

sarılmak
sarılmak

 

Sevdiklerimizle vakit geçiremez olduk. Hasretleri, o sıcacık sohbetleri görüntülü konuşmalara sığdırmaya çalıştık. Örneğin aynı semtte oturmama rağmen ailemle bu ay sadece bir kere görüşebildim. Karantina malum. Uzaktan uzaktan sıcacık sarılmalarımız olmadan hasret gidermeye çalıştık. Kimi zaman elimde kahvem oturma odamda her zamanki koltuğuma geçmiş kahvem yudumlarken şimdi bu kahveyi annemle içmek vardı deyip, görüntülü arayıverdim karşılıklı yudumlanan kahveler. Çekiştirilen akrabalar, babamın huysuzlukları derken saatleri bulan konuşmalar. Yetmedi yetemez. Dedim ya sarılmadan doyasıya sevdiklerime olmaz arkadaş. Ah Umay Umay ne bahsetmiş sarılmaktan ‘’kollarını dambıl kaldırarak güçlendiremezsin, git birine sarıl. Bin kilo kaldırsan sarılmadan güçlenmez o kollar. ‘’ Ne yazık ki yaşadığımız zor dönem itibariyle her şey askıda. Sarılmalar bile!!!

Prosedürlere sığdırdık yaşamları son dönemde. Dışarı çıkarken son kontroller yapılmadan çıkamaz olduk. ‘’Maskeni taktın mı? Eldivenini unutma sakın hayatım .’’ en çok kullandığımız kelimeler haline dönüştü. Yaşamlarımız kadar düşüncelerimizde dönüşmeye başladı.  Vakti gelmedi zaten? Kir ve pas içinde kalmış ruhlarımızdan arınıp yeni bir ben yaratmanın. Artık daha çok kıymet bilme zamanı. Elimizin altındaki değerleri ne kadar çabuk yok sayabiliyor sanki her an ona sahip olabilirmişiz gibi minnet duygusu olmadan yaşıyoruz hayatı. Minnet diyor Andre compte-sponville. …’’erdemlerin en hoşudur ama en kolayı değildir ‘’ bu etkileyici cümlemi kalbimin köşesinde tutuyorum hep.

Haydi, silkelen insanoğlu. Şimdi ne hata yaptıysan, iyisiyle kötüyle, geride bırak hatalarını ders çıkararak. Zaman gün gelir sen göremesen de kafana vura vura öğretir? Kimi zaman bir balyoz etkisi yapsa da unutma ki zor günlerin peşi sıra güneşli günler hep gelir.

Çiğdem Sökmek – Ege İdea Dergi – 2020

Konular

E- Bülten

    Sosyal IDEA

    Bizi takip edip yalnız bırakmayan siz değerli okuyucularımıza teşekkür ederiz.