‘Sendika ne işe yarıyor ki?’ Diyenlere cevap olsun.

İşçiye saygı duymayı öğreneceksiniz.
Direniş ve dayanışma ile söke söke hakkını alan ‘Kayı İnşaat’ mağduru işçilere selam olsun. ‘Sendika ne işi yarıyor ki?’ Diyenlere cevap olsun.

İnşaat işçisi yalnız değildir.
İnşaat işçisi yalnız değildir.

Kısa süre öncesine kadar Dünya’nın en büyük 250 müteahhitlik firması listesinde yer alan Kayı İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş ile grup şirketi Bilyap İnşaat Enerji A.Ş bu günlerde yaklaşık 2 milyar borçla battı ama haklarının ve alacaklarının peşini bırakmayan inşaat işçileri, İnşaat-Sen öncülüğünde verdikleri hukuk mücadelesini, zorlu ve onurlu hak mücadelesini kazandılar.

1991 yılında endüstriyel bina inşaatıyla işe başlayan Kayı İnşaat, 1994’de Türkmenistan’da da faaliyete geçti. Kısa zaman sonra Azerbaycan, Rusya, Kazakistan, Cezayir, Ukrayna, Litvanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Irak ve Libya’da yüzlerce projede yer aldı. Yurtdışı projelerinde elde ettiği bu başarı, Kayı İnşaat’ı dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firması listesine taşımıştı.

Şirket en son, yapımı yılan hikayesine dönen Gaziantep Şehir Hastanesi’ndeki 4 yükleniciden biriydi. Kayı İnşaat bu projedeki hisselerini geçen yıl Rönesans İnşaat’a sattı.

Kayı İnşaat’ta çalışırken içeride bulunan üç yıllık emeklerini haklarını alamayan inşaat işçilerini, Kayı İnşaat İşçileri Koordinasyonu kurdular ve de sendika öncülüğündr herhangi bir şirket iflas ettiğinde banka ipotekleri, işçi alacaklarının önüne geçemesin diye uzunca bir süre hak mücadelesi verdiler.

Batık şirket Kayı İnşaat’ın şantiyelerinde çalışıp hak edişlerini alamayan 500’ü aşkın inşaat işçisi İnşaat-Sen öncülüğündeki 20 aylık direnişleri sonuç verdi ve Kayı İnşaat İşçileri Koordinasyonu, 20 aylık mücadelenin sonunda 500 işçinin haklarının geri alındığını duyurdu.

Sendika öncülüğünde 20 ay boyunca direnen ve direnişle tüm haklarını alan, Kayı inşaat işçilerinin azimli mücadelesinin , tüm diğer mağdurlara ve de işçilere örnek olmasını dilerim.

Sermaye ve onun siyasi uzantıları tarafından örgütlü ya da sendikalı bir toplum neden istenmiyor? İşte tam da bu yüzden. Örgütlü ve sendikalı işçi böyle güzel mücadele ediyor da ondan.

Yılmadılar, korkmadılar, ayrılmadılar. Aylarca mücadele ettiler ve haklarını, emeklerine göz diken batık şirketten ve bankalardan söküp aldılar.
Helal olsun.
Konuşmacı Kutay Sobil ” İşçi Emekçi Birliği
#umutkaşan | #didim 

Konular

E- Bülten

    Sosyal IDEA

    Bizi takip edip yalnız bırakmayan siz değerli okuyucularımıza teşekkür ederiz.