Haberci için tık hesabı yoktur ! Kim kimi tıklayacak?

Basın İlan Kurumu Genel Kurulu, süreli yayın kapsamına alınan internet haber sitelerinin 1 Nisan 2023’ten itibaren resmi ilan ve reklam yayımlamasını öngören taslak yönetmeliğini inceledim, şaşkınım.

Gazeteci için Tık Hesabı yoktur

Gazeteci için Tık Hesabı yoktur. Haberci haberini yazar. İyi kötü riskli sıkıntılı tehlikeli okunur okunmaz hesabı yapmaz ilgili yayınında en objektif hali ile paylaşır.

Önceliği de kamu yararıdır. Toplumsal fayda geliştirmektir. Yaz, kış, sıcak, soğuk, riskli demez. Bu haber gücü, Erk’i incitir, şimdi ben bu haberi yaparsam birileri bana düşman olur demez. Yazar geçer.  Gerçekler acıdır bilir. Gerçekler, doğrular ve siyahlar, griler bilir ki pembeler sarılar, maviler kadar çok sevilmez! Haberci ile yayıncı arasında bariz bir fark vardır. Tıpkı gazete okuru ve takipçi arasındaki fark gibi.

Gazetelerin, haberlerin, köşe yazarlarının okunması demek gazetelerin yaşamasını sağlayan reklam gelirinin var olması demektir. Çok okunması demek de reklam gelirlerinin yükselmesi demektir en basit hali ile. Klasik habercilikte, basılı yayınlarda bu böyleydi. Hatta üçüncü sayfa haberleri dediğimiz her toplumda ve her kültürde her yaşam formunda var olan ve habercilikte, adını aldığı gazetelerin üçüncü sayfasında yayınlanan ve de ağırlıklı olarak, kaza, yangın, gasp, darp, cinsel şiddet, bıçaklama, adam yaralama, öldürme taciz tecavüz gibi aslında adi suçları, adli olayları işleyen haberlerdir. Tüm yayınlar iyi bilir ki bu haberler çok okunur Ama üçüncü sayfada yer alır. O haberlerden birini alıp çekip ilk sayfaya manşete verirseniz her zaman Dikkat çeker her zaman okunurluğu arttırır.

Zamanla her şey gibi klasik medyada dijitalleşti ve haberleri gazetelerden çok İnternet sitelerinden sosyal medya platformlarındaki paylaşımlardan takip eder hale geldik. En etkili yayınlardan kabul edilen televizyon yayıncılığında bile izlenme oranları değişti. Haber saatinde televizyonu açıp haberlerin karşısına geçmez olduk. Herkes elindeki telefondan günün istediği saatinde istediği haber kanalından istediği yayını izlemeye başladı. Hatta diğer programlar, film ve diziler için de geçerli oldu bu durum.

Gazetelere özel firmalar kişi kurum ve markalar gibi resmi kurumlar da reklam verir. Hatta şöyle ki resmi kurumların kitlesel iletişimi kullanarak duyurmak zorunda oldukları ilan ve duyurular vardır. Resmi ilanlar da sadece belirli yayıncılık standartlarını karşılayan gazetelerde yer alabilir.

Resmi kurumların, kamu kurumlarının da hangi gazetelere ilan verebilecekleri de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı bir kurum olan Basın İlan Kurumu tarafından denetlenir. Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği 5 Ekim 2016 tarihli ve 29848 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Basın İlan Kurumu Ne Yapar?
Basın İlan Kurumu kendi sitesindeki beyanı ile Türkiye genelinde resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunan 982 gazeteyi resmi ilan yayınlama hakkının devamı bakımından düzenli olarak denetler. Resmi ilan ve reklamların yayınlanmasıyla basına sağlanan; özellikle yerel gazeteler için hayati öneme sahip kamu desteğini sağlar. Kurum, gazeteleri dijital ortamda denetleyebilmek için oluşturduğu sistemle aynı zamanda Türkiye’nin en büyük dijital gazete arşivine de  sahiptir.

Basın ilan kurumu “internet haber siteleri” için hazırladığı taslak kanunda, diyor ki; “Resmî ilan ve reklamların kapsamını, yayımını, dağıtımını, resmî ilan ve reklam yayımlama hakkını, aracılık görev ve yetkilerini, resmî ilan ve reklamları yayımlayacak süreli yayınların vasıf ve ödevleri hakkındaki kontrol usul ve esaslarını kapsayan 7418 sayılı Kanunla internet haber siteleri, 5187 sayılı Basın Kanunu ile 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun kapsamına alınmış ve çalışanları yazılı medyada çalışan basın mensupları ile eşit şartlara sahip hale getirilmiştir.

5953 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle; internet haber sitelerinde fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlar da gazeteci tanımına dâhil edilmiştir. Bu sayede ifade özgürlüğü ve haber alma özgürlüğünü kuvvetlendirmek ve sağlıklı bir basın ortamı oluşturabilmek hedeflenmiş, internet haber siteleri süreli yayın kapsamına alınarak, süreli yayınlara benzer şekilde beyanname verilmesi, cezai ve hukuki sorumluluğu, düzeltme ve cevap hakkı, tabii olacakları yargılama usulü düzenlenmiştir” diyor taslak kanun.

Elbette henüz taslak bir kanun ama incelediğim taslaktan çok net anlıyoruz ki durum vahim.

Zaten Gazeteciler Cemiyeti (GC), taslak halinde kabul edilen bu yönetmeliğe muhalefet şerhi düşerek, yargı yoluna başvuracağını açıkladı. Bu itiraza rağmen yönetmeliğin kısa süre içinde Resmi Gazete’de yayımlanması ve yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Gazeteciler Cemiyeti neden itiraz ediyor? Gazeteciler Cemiyeti de şerh metninde bu durumu şöyle ifade ediyor:

“Basın İlan Kurumu, yönetmeliğin pek çok farklı kesimle ve internet haber sitesi temsilcileriyle görüşülerek hazırlandığını iddia etmektedir. Bu doğru değildir. Pek çok görüşme ve toplantıda bir araya getirilen bu temsilcilerin görüşleri alınmış ancak yönetmelik taslağına bu görüşler yansıtılmamıştır.

Sözüm ona demokratik ve katılımcı görünerek bir dizi toplantı yapılmış ancak 2018 yılından bu yana bir tür idare kuralı haline getirilen ‘ben yaptım oldu’ anlayışıyla hazırlanan taslak Genel Kurul’a getirilmiştir. Yapılması gereken, derhal sektör temsilcileri, internet gazetecileri ve basın meslek örgütlerinin bir araya getirilmesi yeni bir yönetmelik taslağının ‘birlikte’ hazırlanmasıdır. Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nu ve Yönetim Kurulu’nu Anayasayı ihlal eden, yasalarla çelişen bu yönetmelik taslağını aşağıdaki gerekçelerle reddetmeye davet ediyoruz.” diyor cemiyet.

ŞARTLAR DA UYGULAMA ESASLARI DA NESNEL DEĞİL!
Öncelikle, yönetmeliğin internet haber sitelerini yayın içeriğinden biçimine kadar kontrol etme ve denetleme niyetinde olduğunu söyleyebiliriz. Dahası, içerik ve biçim açısından dayatılan koşullar nesnel değil. Örneğin, yönetmeliğin 23. Maddesi’nde “Görsel içeriklerin haber metinleriyle alakalı ve orantılı olması, basında yerleşik teamüllere uygun şekilde düzenlenmesi; haber başlıklarında haberin içeriğinin saptırılmaması, yanıltıcı olmaması ve çelişki yaratmaması zorunludur” deniliyor. Haber başlıklarının yanıltıcı ya da çelişik olup olmadığına kim karar verecek? Ya da Türkiye genelinde binlerce haber sitesine ilan verildiğini ve her gün yüz binlerce içerik üretildiğini düşünürsek bu içeriklerin yönetmelikteki kriterlere uygun olup olmadığını kim denetleyecek? Bu konuda BİK’in de RTÜK gibi çalışacağını varsayabiliriz. Yani, ceza verilmek istenen haber sitelerinin içerikleri didik didik edilerek “açık” bulunacak, diğer siteler ise bildikleri yoldan gitmeye devam edecekler.

“İnternet haber siteleri Kurum tarafından belirlenen ve ziyaretçi trafik bilgilerini toplayan ölçüm aracını kullanmak zorundadır” deniyor. Yani veri analizinin bu araçla yapılacağı ifade ediliyor. Ancak 5. Maddede, “İnternet haber siteleri her yayın gününe ilişkin ziyaretçi trafik bilgilerini, Kurumun talebi halinde bir sonraki gün saat 17.00’ye kadar İLANBİS üzerinden ulaştırmak zorundadır” denilerek haber sitesine de hem trafik bilgisi tutma hem de bu bilgiyi BİK’le paylaşma yükümlülüğü getiriliyor. Peki, tekrar soralım. İki veri arasında fark oluşursa hangisi geçerli olacak?

Basılı gazetelere yıllardır ilan veren BİK, ilanların hangi sayfada ve sayfanın neresinde yayımlanacağına karışmazdı. Sadece ilanın santimetrekare olarak kapladığı alanı belirlerdi. Ancak internet sitelerinde bir adım daha ileri giderek ilanın nerede ve ne şekilde yayımlanacağına da BİK karar verecek. İlgili madde şöyle: “İnternet haber sitelerinde resmî ilanların gösteriminin nasıl yapılacağı ile hangi alanlarda ve ne şekilde yayımlanacağı Yönetim Kurulunca belirlenir.”

Yeni yönetmeliğin “İnternet Haber Siteleri” için getirdiği koşullar ana hatları ile şöyle:

Türkiye geneli yayın yapan ve ilan almak isteyen internet haber sitelerinin kendi kategorilerine dair, haber sayısı, çalışan sayısı, okunma ve tıklanma sayısı var. ( İnternet haber sitelerinde yayımlanacak günlük asgari haber sayısı) da kategorilere göre değişiklik gösteriyor. Taslağa göre “İnternet haber siteleri Kurum tarafından belirlenen ve ziyaretçi trafik bilgilerini toplayan ölçüm aracını kullanmak zorundadır. Ziyaretçi trafiklerinin en az %15’inin doğrudan gelenlerden oluşması zorunludur. 1, 2, 3, 4 ve 5 inci kategorilerde yer alan internet haber sitelerinin ziyaretçilerinin günlük ortalama sayfada kalma süresi en az 1 dakika; genel kategoride ise en az 2 dakika olması zorunludur” diyor.

Türkiye geneli kategorisinde yer alan bir internet haber sitesinin günlük asgari tekil ziyaretçi sayısının 500 bin, günlük asgari sayfa görüntülenmesi sayısının da 1,5 milyon olması koşulu getirildi.

  • 1.Kategori: İstanbul En Az 100 Haber / En Az 3.000 Ad. Satış / En az 15 çalışan
    (Tekil Ziyaretçi Sayısı: 50.000 – Sayfa Görüntüleme Sayısı: 150.000)
  • 2.Kategori 1.600 Ad. Satış, (80 Haber) Ankara, İzmir / En az 12 çalışan
    (Tekil Ziyaretçi Sayısı: 30.000 – Sayfa Görüntüleme Sayısı: 90.000)
  • 3.Kategori En Az 500 Ad. Satış, (50 Haber) / En az 8 çalışan
    (Tekil Ziyaretçi Sayısı: 20.000 – Sayfa Görüntüleme Sayısı: 60.000)

( Adana, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mersin, Ordu, Sakarya, Samsun, Tekirdağ, Trabzon )

  • 4. Kategori En Az 400 Ad. Satış, ( 40 Haber) / En az 6 çalışan
    (Tekil Ziyaretçi Sayısı: 10.000 – Sayfa Görüntüleme Sayısı: 30.000)

(Afyonkarahisar, Batman, Bolu, Çanakkale, Çorum, Edirne, Elazığ, Hatay, Isparta, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kütahya, Mardin, Muğla, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Van, Zonguldak)

  • 5. Kategori 300 Satış, (30 Haber) / En az 4 çalışan
    (Tekil Ziyaretçi Sayısı: 3.000 – Sayfa Görüntüleme Sayısı: 9.000)
    ( Adıyaman, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ardahan, Artvin, Bartın, Bayburt, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Burdur, Çankırı, Düzce, Erzincan, Giresun, Gümüşhane, Hakkâri, Iğdır, Karabük, Karaman, Kars, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Kilis, Muş, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Rize, Siirt, Sinop, Şırnak, Tunceli, Uşak, Yalova, Yozgat )
  • 6.Kategori 100 Satış, Kaç Haber zorunluluğu olduğunu anlayamadım ama en az 3 çalışan şartı aranıyor.

Kanun taslağı “Ramazan ve Kurban bayramları için Kuruma en az 3 iş günü öncesi bildirmek şartıyla internet haber sitelerinden, bu günlere özgü asgari ziyaretçi trafik ve içerik şartları aranmaz” derken İnternet haber siteleri, mücbir sebepler ve kanuni kısıtlamalar dışında yayımlarını kesintisiz olarak sürdürmek zorundadır. Grev sebebiyle yayımlarına ara vermek zorunda kalan internet haber sitelerinin, grevin sona erdiği tarihten itibaren 30 gün içinde, ziyaretçi trafik bilgileri şartları dışında, aranılan diğer vasıf ve ödevleri yerine getirmek suretiyle yeniden yayımlarına devam ettikleri takdirde, resmî ilan yayımlama hakları devam eder. Diyor.

Yani özetle gazetelere sana resmi ilanlar yolu ile para kazandıracaksam sen de tıklanacaksın demek istiyor. Bu rakamlar gerçekçi olmayınca haberlerin gerçekçi olacağını düşünmek iyimserlik olur. Bu durumda resmi ilanları yayınlamak yolu ile para kazanacak ve istihdam sağlayacak sınırı sayıda internet haber sitesi olacaktır.

Peki diğerleri ne yapacak? Zaten sadece gazetecilik habercilik yaparak ödeyemez hale geldiğimiz faturalarımızı ödemek için çoktandır, sosyal medyada daha aktif, reklam odaklı yayınlara geçmiştik.

Kitlesel iletişim ve habercilik müthiş bir değişim içerisinde. Gerçek haberin, doğruların gölgede kaldığı, okunmadığımız, görsel iletişimin ve sosyal medya haberciliğinin zirve yaptığı bu dönemde, özellikle gazetecinin ilaç reklamı yapması ne kadar etik diye sosyal medyada yaygaralar kopartanların ne diyeceğini çok merak ediyorum.

İşi haber yapmak olan bir meslek ancak bu kadar cezalandırılabilir. Etik yayıncılık yaparak hakkı olan resmi reklam gelirinden olan gazeteciler, özel reklamlar alarak maalesef bu dengeyi oluşturmak zorundadırlar.

Bu güne kadar yaptığım tüm yayınlar basın ilan kurumu standartlarında yer alabildiği halde havuz sistemini reddettiğim için tek bir resmi ilan almamış bağımsız yayınlar yapan ve sonrasında da freelancer gazeteciliğe geçiş yapmış, tık haberciliği üzerine çalışmış bir gazeteci olarak çok net ifade etmek istiyorum ki nitelikli ve tecrübeli gazeteciler tarafgirliğe zorlandılar ve iyi bildiğiniz gibi önce işsiz kaldılar. Gazeteler köşe yazarlarını, habercilerini kaybederken aynı zamanda tiraj da kaybettiler. Ama en çok gazetecilik kaybetti.

İletişim yöntemleri ve iletişimin dili değiştikçe habercilik yöntemleri ve haberin dili de değişti. Bugün tüm iyi gazeteciler bağımsız yayınlar varlıklarını sürdürebilmek için her zaman olduğundan çok daha ağır şartlarda çalışıyorlar.  Kendi işinin işçisi yayıncıların sosyal güvenceleri yok, çalışma saatleri yok.

Siyaset, politik argümanlar ve politik taraflaşmalar gazetecinin niteliklerinin ve haberin yerini tuttukça gazetecilerin politik duruma karşı yer tutarken, ekonomik ve teknolojik dönüşüm karşısında çaresiz kalmalarına ve yenik düşmelerine ve sosyal medyada bireysel yayınlar ve haberler yapmasına neden oluyor. Kimse açık açık söylemese de kendi haberini de reklamını da vatandaş kendisi yapıyor. Kimse haber okumuyor, herkes işine geleni okuyor. Çünkü gazeteyi eline aldığında ilgi alanı dışında kalan gözüne çarpan bir başka haber okuma şansı da yok. Gazetecilik demokrasi için de değer yaratır. Haliyle gazeteler yoksa demokrasi de yok.

Kim kimi tıklıyor çok ortada.

Umut Kaşan / Didim – 2023

Konular

E- Bülten

    Sosyal IDEA

    Bizi takip edip yalnız bırakmayan siz değerli okuyucularımıza teşekkür ederiz.