DİLEK DÜNDAR- ŞEHİR PLANLAMACISI – ÇEVİRMEN
15 Mayıs 1971 İzmir doğumlu. İzmir Amerikan Lisesinde okumuş ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünü bitirmiş ve yine aynı üniversitede Kentsel Tasarım Yüksek Lisans programını tamamlamış. Kendisi gibi şehir plancısı eşi Murat Dündar ile evlenince de Didim’e yerleşmiş. Eşinden farklı bir yol izleyerek İngilizce dalında Yeminli Çevirmen olmuş. Hatta Dilek Dündar için Didim’in ilk Yeminli Çevirmeni bile denilebilir. Özelikle de yabancı uyruklu vatandaşların, genellikle İngiliz’ lerin, 2003 yılı sonrası Didim’de mülk edinmeye başlaması ile tanıyanı da seveni de yaptığı iş de artmış. Bugün pek çok mülkün satışında, pek çok nikâhta ve Didim’de yaşayan İngiliz vatandaşların Noter, Tapu Dairesi Mahkeme gibi resmi kurumlar dahil özel evrak işlerinde onun da imzası var. Oldukça başarılı bir kız çocuğu annesi, dürüst, disiplinli ve işine olan saygısı ile anılan ve aranılan, başarısı ile Didim’in örnek alınan kahraman kadınlarından Dilek Dündar.
- Dilek Hanım Didim’in ilk yeminli çevirmeni ya da çevirmenlerinden birisi olarak nasıl başladı bu iş süreciniz? 1998 yılında Didim’ deki bir özel hastanede çevirmen olarak çalışıyordum. Sağlığı sebebi ile hastanede olan bir avukat arkadaşın talebi ve tavsiyesi ile ilgili kurumdan İngilizce dalında Yeminli Çevirmen ünvanını alarak tercümanlığa başladım. Yeminli Tercümanlık işini ilk yapamaya başladığımda bu işi bunca yıl devam ettirebileceğimi hiç tahmin etmemiştim, hatta kendi eğitim aldığım mesleği değil de çevirmenlik işini meslek olarak bugüne değin sürdüreceğimi hiç bilemezdim. O yıllarda hastanede çevirmenlik yapıyorum kızıma hamileyim ve pasaport çevirisini yaptığım Amerikalı güçlü, sevimli, yaşlı bir kadın bana çok motivasyon sağlamıştır.
- Bunca yıldır artan bir tempo ile başarı ile çok geniş bir çevrede çevirmenlik yapıyorsunuz. Nedir çevirmenlik ve sizin işinizde sizi farklı kılan sizi başarıya taşıyan unsurları bilmek isterdik? Yeminli tercüman, bildiği yabancı dili ispatlı, çevirisini yaptığı ve çevirdiği dil olmak üzere her iki dili de tarafsız ve doğru olarak yazılı ve sözlü tercüme/çeviri hizmeti veren kişidir bildiğiniz gibi. Yaptığımız çevirinin altına attığımız imza ile çeviriden doğacak hatalar için sorumluluk da bize aittir. Aslında ağır da bir sorumluluğu vardır. Çevirmen olarak dikkatli ve dürüst çalışmak gereklidir. Ben de işimi yaparken buna çok önem veririm. Dikkatle ve titizlikle yaptığım işimde yaptığım çeviriyi, özellikle yazılı çevirilerden bahsediyorum, söz verdiğim zamanda bitirmek benim için çok önemlidir. Her yaptığım işi ciddiye alırım, işin büyüğü küçüğü yoktur yaptığım iş önemlidir benim için. “ Aman canım bilgisayar da çeviri yapıyor zaten” diyenler de oluyor inanın gerçekten de çok üzülüyorum.
Çevirmenliğe ilk başladığımda hukuk dili konusunda zorlanmıştım. Biraz ürkek biraz çekingendim, ama İngilizce dilini İzmir Amerikan Lisesi’ de (ACI) öğrendiğim ve gerçek bir dil eğitimi aldığım için olsa gerek yabancı uyruklu kişiler ile konuşurken hiç zorlanmadım. Zamanla kendimi geliştirerek zorlandığım alanları da aştım. Öte yandan iyi çeviri yapabilmek için Türkçe’yi de iyi anlayıp yazabilmek gereklidir.
- Noter, Tapu Dairesi Mahkeme gibi resmi kurumların sürekli çevirisini yapmak evrak çevirmek eminim çok da sıkıcıdır ama sormak istiyorum çok severek yaptığın keyif aldığın çeviriler de var mı? Evet bugüne kadar çok çeviri yaptım. Noter, Tapu Dairesi Mahkeme gibi resmi kurumlar dışında yaptığım değişik alanlardaki yazılı ve sözlü çevirilerden de yeni yeni şeyler öğrendim. Yaptığım her işin bana yeni bir şey katması ise çok hoşuma gidiyor. Bazen işin sahibiyle yani yabancı vatandaşlarla sohbet etme imkanı doğuyor, bu sohbetler sırasında onlardan yeni şeyler öğrenmek onlara yeni şeyler öğretmek hoşuma gidiyor. Bugüne kadar hizmet verdiğim tüm kişiler yanımdan memnuniyetle ayrılmışlardır. Kişilere güven vermek, verdiğim hizmetten memnun kalmaları bu işten kazandığım paradan daha önemlidir benim için. Yıllar önce verdiğiniz bir hizmet sonrasında yıllar sonra başka bir işleri için yine sizi arayıp bulmaları, ya da başkalarını size yönlendirmeleri yaptığım işi severek, düzgün ve dürüst bir şekilde yaptığımı bana göstermektedir. En zevkle ve keyifle yaptığım çeviri işi ise, davetlilerden biriymiş gibi hazırlanıp gittiğim nikah törenleridir.
- Biraz da Yeminli Tercüman Dilek Dündar’ı değil sizi tanımak istiyoruz. Kendinizi bize nasıl tercüme ettiğinizi düşünürsek kimdir Dilek? Nasıl bir çalışma temponuz var? 19 yıldır Yeminli Çevirmenlik yapıyorum. İster evde ister işte olsun yaptığım her işi tam ve düzgün yapmayı severim. Biraz yavaş çalışım ama sonuç iyi olur. En sevdiğim özelliğim de budur. Bir işi eksiksiz tam ve düzgün yaparım savsaklamam. Sabit çalışma saatlerim yoktur. Ben çeviri işim bitene kadar çalışırım. Kısa bir çeviri ise birkaç saatte biter, ama uzun ve acil bir çeviri ise gece bile uyumadan saatlerce çalıştığım zamanlar olmuştur.
Bütün renkleri severim, ama en çok da yeşili… Kitap okumayı, yürüyüş yapmayı, kışın örgü örmeyi, severim, burcumun(Boğa) özelliklerini çoğunlukla yansıtırım. Planlı hareket etmeyi severim. Tatile çıkmadan önce gideceğim yerle ilgili araştırma yaparım. Gittiğimiz yerlerde gezilecek, görülecek yerlerin tümüne mutlaka gitmeye çalışırız. Gittiğimiz değişik şehirlerde, yerleşmelerde oranın insanını, doğasını, kentsel dokusunu gözlemleriz eşimle, bu da plancı kimliğimizden kaynaklanmaktadır. Bir yerde uzun süre kalmak değil de, farklı farklı yerlerde kısa kalmayı tercih ederiz çoğunlukla. Kızım Zeynep ortaokuldan sonra evden ayrılıp İzmir’ e eğitim için gittiğinde çok zorlandım, her hafta sonu İzmir’ gidip görüyordum kızımı ama bu düzene alışmam uzun zaman aldı. Onun şimdi mutlu olduğunu gördükçe katlandığımız her şeyin buna değmiş olduğunu görüyorum. Son yıllardaki en önemli hobimiz ise yaptığımız Taş Ev oldu. Hobi diyorum çünkü henüz bitmedi, zaman buldukça gidip bahçeyle, ağaçlarımızla, çiçeklerimizle ve evle ilgileniyoruz. Bittiğinde ise orada sürekli oturmayı, sevdiklerimizle ve dostlarımızla güzel vakitler geçirebileceğimiz sessiz bir yaşam umuyoruz.
Vizyoner planlar çok yapmam, ama yukarıda bahsettiğim Taş Evde Yaşamak eşimle birlikte taptığımız bir vizyoner plan olarak değerlendirilebilir belki. Aslında Taş ev en çok onun isteğiydi. Ben daha çok zamanın getirdiklerine göre yaşamaya inanırım, yaşadıklarımızın hiçbiri tesadüf değildir, buna olan inancımdaki farkındalığım ise yıllar önce aldığım Reiki dersinden kaynaklanmaktadır. Her oluşun bir sebebi vardır. Geçmişte de geleceğimle ilgili büyük hayallerim yoktu. En büyük isteğim sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşantım olmasıydı. İnsanların istekleri hiçbir zaman tükenmez, benim de tabiî ki isteklerim var ama mantıklı bir çerçeve dahilinde. Daha çok sahip olduklarımla mutlu olmayı bilirim. İlginçtir yıllar önce geldiğimde yaşamayı sevmediğim Didim’ de şimdi yaşamak beni huzurlu kılıyor. Uzaklaşınca özlüyorum Didim’i.
- Bir kadını kahramanlaştıran durum / durumlar nelerdir? Hatta siz bir kadın kahraman da olsanız masallarda bile kahramanlık genellikle erkeklere yakıştırılıyor. Peki, sizin bir karamanınız ya da kahramanlarınız var mı? Kararlı, istekli olması, yaptığı işi sevmesi ve inanması, kendine güveninin olması bir kadını güçlü ve kahraman yapar. İşinde düzenli, disiplinli, dürüst çalışan ailesi ile mutlu huzurlu olan kişileri hep örnek almışımdır. İşindeki disiplinli, dürüst ve her zaman adil olması ile rahmetli babam da benim en büyük kahramanımdır.
- Bir kadında asla tahammül edemediğiniz durum / durumlar nedir? Bir kadının bakımsız olmasına ve yalancı olmasına asla tahammül edemem. Bakımlı olmak derken temiz olmaktan bahsediyorum. Yalancılık ise en güzel kadını bile çirkinleştirir.
- Kadınların toplumsal sorunları var. Güç ve mevkii sahibi kadınlar zamanla savunma mekanızması geliştirerek erkeksi tavırlar sergiliyorlar erkleşiyorlar. Siz bu konuna neler düşünüyorsunuz? Bizim toplumumuzda kadın olmak maalesef çok zor. Kadınlar eskiden yalnızca anne ve evinin hanımıydı. Çocuklarla ve evle ilgilenmek onların temel göreviydi. Çoğunlukla mecbur olmadıkça çalışmazlardı. Ama şimdi öyle değil, eğitim seviyesinin yükselmesiyle kadınlar neredeyse her tür iş kollunda çalışmakta ve hatta daha da başarılı olmaktadırlar. Ama bu onların annelik, eş olma ve ev işleri gibi sorumluluklarını azaltmadığı gibi omuzlarına binen yükü daha da artırmıştır. Kadınlar güç ve mevkii sahibi olmuşlardır. Her şeyin daha iyisi olsun diye çabalayan kadın her geçen gün biraz daha erkeksileşmektedir. Her işin altından kalkmayı beceren kadınlar böyle olarak belki de elde ettikleri güç ve mevkiyi koruma mekanizması için bu yöntemi geliştirmişlerdir.
- İdea dergiyi okudunuz mu dergimiz hakkında özellikle İngilizce çevirilerimiz için neler söyleyebilirsiniz? Bizim için önem arz eden eleştiri ve düşüncelerinizi bilmek isterdik.
Türkçe İngilizce yayın yapan İdea’ yı okudum ve düzenli olarak takip ediyorum. Bazı sayılarda hatalı ve eksik çevirileri olsa da son sayılarda, tamamı olmasa da çevirisi yapılan özet metinler inanın konunun tamamını anlatıyor. Çok başarılı çeviriler yapan Leyla Ecem Demirkan’ arkadaşımı yürekten tebrik ediyorum. Çok keyifli renkli bir dergi, görüyorum ki Didim’de yaşayan yabancılar da bizler kadar severek takip ediyorlar. Pek de tarafsız olamayacağım çünkü derginin oluşum sürecinde de gönüllü destek sağlayanlardan biriyim. Çok yaratıcı, işini severek yapan sizin gibi kişilerin ortaya çıkaracağı bu derginin bu kadar sevileceğini ve başarılı olacağını gönülden inanıyordum. Daha da başarılı olacağından ve gelecek günlerde daha çok ses getireceğinden de hiç süphem yok.
Olur da hani acil bir çeviri yapmanız lazım gelir. Zaten hep acil lazım gelir ya çeviri. Dilek Dündar bize olduğu gibi eminiz size de kahramanca her zaman yardımcı olur. Ona ulaşmak için:
Cep tel: 0543 5948454 Ofis tel: 0256 811 27 77
E-mail : [email protected]
Bu özel ve keyifli sohbeti için biz de Dilek Dündar’a çok teşekkür eder, güzel haberlerinin devamını dileriz.
Röportaj : Umut Kaşan
Fotoğraf : Ege İdea Dergi
Ege İdea Dergi’de Yayınlanmıştır ( Kadın Kahramanlar- Dilek Dündar – Çevirmen )