Bingöl’de neler oluyor ?
Bingöl’de Yenimahalle,Yamaç Yolu Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde ruhsatsız olduğu iddiası ile islami yayınların satıldığı ( DEAŞ irtibatlı olduğu da iddia edilen ) kitapçının kapatılması için giden zabıta ekiplerine ve sonrasında olay yerine gelen polis gücüne direnen, cemaat üyelerinin polisle silahlı çatışmaya girmesi üzerine Bingöl’de yaşandığı iddia edilen sevimsiz olaylara dair (kişisel) yorumlarımdır.
Saatlerdir onları okuyorum, eğitim videolarını izledim ve hatta okunma, izlenme ve görüntülenmelerini bile araştırdım. Sayıca az değiller, etkililer, sosyal medyada etkinler ve de silahlılar.
“Hiçbir gerekçe gösterilmeden mescide baskın yapıldı, kapatılmak istendi. Müslümanlara saldırı yaptılar.” diyor. Bu görüntüleri ilk paylaşan youtube videosu açıklamasında.
Demek ki bu durumu da müslümanlara saldırı kabul ediyor.
Yine sosyal medyada olayları ilk paylaşan bir başka twitter hesabında da şöyle bir paylaşım var. “Hakkınızı helal edin sürekli video atıyorum ama görmenizi istiyorum gelip jopla vurmaya başladıklarında aynı sertlikle karşılık buldular. Haklıydık kazandık” etiketi ile paylaşıyor durumu da üstelik.
Tabii konuya dair detaylar ve geniş bilgiler edinince anlıyoruz ki küçük çaplı, silahlı ve tekbirli bir cemaat vakası yaşanmış Bingöl’de.
Bir an dedim ki, ya cehape iktidarda olsaydı. Müslümanlara saldırdılar diye boy boy manşetler okurduk sanki.
– Üstelik bu radikal islamcı grup her kimse, davası her ne olursa olsun görevini yapan devletin polisine silah tutma cesaretini kimden alıyor?
– O silahları nereden bulmuşlar?
Üç beş üniversiteli öğrenci harçları, eğitim sistemine ya da kendi okuluna dair protesto düzenlediğinde, olabildiğince orantısız şiddet uyguladığı için eleştirdiğimiz polisimizin de asıl böylesi durumlar için hazırlıklı ve yeterince sert olması gerekmiyor mu?
Olay yerinden paylaşılan ve izlediğim tüm videolarda da net görülüyor ki adamların gözü dönmüş gibi tekbir getirip silahlı direniş gösteriyorlar polise.
Oysa burası bir kitabevi ise neden kapatılsın ki! diye içten içe de öfkeleniyordum ben konunun detaylarını bilmeden önce. Bilgilendikçe, okudukça ve öğrendikçe de bu radikal islamcı tarikat ile yaşanan gerginliğin bende düşündürdükleri ise resmen içimi ürpertti.
Radikal islamcı terörist gruplar, kürt, alevi ya da solcu terörist gruplardan daha geniş hareket kabiliyeti buldukları ve de daha rahat oldukları için onlarca yüzlerce farklı radikal tevfidçi selefi tarikatı ve cemaati yapılanması var.
Sosyal medya hesaplarında, kanallarında milyonlarca aboneleri var. Bu cemaatler ve tarikatların yapılanması durdurulamadığı gibi, görüyoruz ki gerçekten organizeler ve tehlikeliler.
Aslında olağan dışı radikal, hatta suç kabul edilen bir örgüt ya da yapılaşmanın içerisindeyseniz normal bir hayatınız da olmaz, olamaz, olmamalıdır. Fakat yine görüyoruz ki, bu radikal selefiler diğer radikal örgüt ya da cemaatler gibi de değil, bir çoğu gerilla eğitimi almış, silahlı ve de kendisini normalleştirmiş. Hayatın içerisinde, bakın bu kişi silahlı teröristtir diyemeyeceğimiz de kişiler. 6 merkez ilde, 9 farklı şubeleri olduğunu ve düzenli eğitim ve toplantılar yaptıklarını da yine kendi kanallarından verdikleri bilgilerden öğrendim.
Saatlerdir sosyal medyada paylaşımlarını okuyor, videolarını izliyorum. Demek internet kullanmak günah kabul edilmiyor dedim içimden. Zira çok sertler, radikal ve öfkeliler. Herşey şeriat kanunları ile çözülmeli anlayışındalar.
Bu tip tüm cemaatlerin, tüm yapılaşmalarında gelişegelen o birlik beraberlik ruhu ile sürekli birbirlerine Allahtan güç diliyorlar.
Küçük büyük yaşanan her sevimsiz olayda ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar ülkesi olmayacaktır.’ diyen büyük Atatürk’ün sözü geliyor yine aklıma.
Kullanışlı kötülük yoktur. Bu tip küçük büyük tüm radikal yapılanmalar olası her kaos durumunda silah kullanacak olan terörist unsurlardır.
Terörün her halini lanetliyorum. Geçmiş olsun #Bingöl #UmutKaşan #egeideadergi #didim