Artık devir değişti, tabii çelik de değişti, imar yönetmeliği gibi müteahhitler de değişti…
Değişen imar yönetmeliği tüm Türkiye’de olduğu gibi hızla gelişen Didim’de de İnşaat ve Gayrimenkul sektörünü hiç olmadığı kadar gerdi ve hareketlendirdi. Konunun uzmanlarından edindiğim bilgiler doğrultusunda “Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği”, 03 Temmuz 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş ancak 30 Eylül 2017’de yine resmi gazetede yayınlanan bir yönetmelikle de bazı maddeleri değiştirilmiş. Geliştirilen ve pek çok radikal değişikliği de beraberinde getiren “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği”ni TMMOB Mimarlar Odası ” Hızlı ve çok sayıda yapı üretimini kolaylaştırmaya odaklı, planlama ve mimarlık kültürünü yok sayan, imar plan tadilatlarını kalıcılaştırarak özendiren, kamusal alanları daraltan, araç odaklı ulaşım altyapısı öngören, nitelikli ve özgün mesleki hizmetlerin kullanıcıya erişimini kısıtlayan ve mesleki hak ve yetkileri sınırlandıran bir yapılaşma süreci tariflediği” için eleştirmişti. Türkiye’de 1 Ekim tarihinden itibaren başlayan ve Yatay Mimari Dönemi olarak ifade edilen yönetmelik uygulaması müteahhitleri de harekete geçirdi. Stüdyo dairelerin üretimine son veren, kat yüksekliğini sınırlayan ve emsal harici tüm alanlara yüzde 30 sınır getiren bu yeni düzenleme öncesinde müteahhitler, ellerinde yüksek katlı ve 1+0 daire planlarının da bulunduğu konut projelerine ruhsat çıkarmak için haliyle belediyelere akın etti. Çünkü öğrendiğim kadarı ile yeni yönetmelikle binalar bile artık istenen renge bile boyanamayacak. Belediyeler, çevrenin özelliklerine göre dış cephe boya, kaplama, çatı malzemesinin rengini tayin edebilecek. Bitmiş yapılar için de söz konusu yetkiyi kullanılabilecek. Yani yeni yönetmeliğin genel esaslarını değiştirilmemek kaydıyla, oldukça genişletilmiş yetkileri olan Belediyelerin kendi yönetmeliklerini hazırlamalarına ve bu sayede yöresel uygulama yapmalarına da imkân tanınıyor.
Didim Ticaret Odası da ilçemizde yaşanan mevcut sıkıntıların tespiti ve çözüme yönelik adımları oluşturmak adına sektörel bir anket düzenlerken, yine İnşaat Sektöründe faaliyet gösteren üyeleri ile bir araya gelerek sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini ele aldıkları bir toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan Didim İnşaat Mühendisleri Odası Temsilcisi aynı zamanda Didim Ticaret odası Yönetim Kurulu ve İnşaat Meslek Komitesi üyesi olan Ömer Vela “ 1 Ekim 2017 günü uygulanmaya başlayan İmar yönetmeliği tüm Türkiye’de aynı, belki buna bir şey yapamayız, bu yönetmelik de İlçemizde herkese eşit uygulanırsa sorun da olmaz, ancak ilçemizde iskân sorunları, seviye tespitindeki sıkıntılar, imardaki farklı uygulamalar bizler için ciddi sorundur. Biz işimizi düzgün yapacağız, sonra hakkımızı arayacağız. El pençe divan duracak hatalar yapmayacağız’ derken sıkıntıların giderilmesi için yerel yönetimdeki muhalefetin de iyi çalışması gerektiğini “ ifade ederek sözlerine ekledi ‘bu gün yerel yönetimi uygulamalardaki hatalara düşüren yine bu sektörde iş yapan bizleriz’. Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Müteahhitlik yapan Mekin Subaşı da katılımın oldukça az olduğu aynı toplantıda yaptığı konuşmasında yeni imar yönetmeliğinde yaşanan belirsizlikler ve aksamalar, arsaların küçük olmasından kaynaklı problemler, çatı ve kot uygulamaları, harç kalemleri ve ücretlerinde artışın doğrudan inşaat maliyetlerini yükselttiğini bu sebeple müşteri bulmakta zorlandıklarını dile getirerek ‘ Mevcut sıkıntıların ve çözüm önerilerinin belirlenerek muhatap kurumlarda dile getirilmeli, mümkünse müteahhitlerimizin tüm kurumlarda ilgili komisyonlarda yer alması sağlanmalı. Bizler buralıyız burada yaşıyoruz güzel şık kullanışlı binalar yapmak aynı zamanda kazanmak istiyoruz, beraber çalışalım, beraber kazanalım, kentimize güzellik katalım, konuta talep var, yeni bir konutta oturma isteği ve kentsel dönüşüm bunu tetikledi, turizm ilçesiyiz turizmle entegre bir sektörüz ama bugün ilçemizin kazancı ağırlıklı olarak inşaat sektöründen sağlanıyor, bunun görmezden gelinmemesi gerekir, dedi.
Tam da bu noktada durup düşündüm. En kalabalık turizm beldelerinden biri olan ilçemizde mevcut verilerle 100 binin üzerinde konut ve 20 Binden fazla yatağa sahip turizm tesislerine sahibiz. TUİK kayıtlarına göre nüfus artış oranı en yüksek yerleşim yeri olan ilçemiz Didim’de yeni turizm tesisleri ve her yıl binlercesi yapılan ikinci konutlara olan rağbet sonucunda 2025 yılında kış nüfusunun da 300 binin üzerine çıkması öngörülüyor. Bizim bildiğimiz bu veriler elbette kelime karşılığı taahhüt eden demek olan müteahhitler tarafından da gayet iyi biliniyor. Yabana atılmayacak bir ticaret hacmi yaratan bu rakamlar, yeni inşaatların ve yerleşim alanları ve konutlar yapmaya teşvik ediyor. Didim Ticaret odasında en fazla üyesi bulunan gruplardan olan inşaat sektörü temsilcileri ile turizm temsilcileri. Üstelik artık turizm sektörünündeki patronların çoğunun da müteahhit kökenli olduğunu biliyoruz. Düne kadar müteahhit demek geçmişten günümüze biriken kotu emsaller sayesinde eski Türk filmlerinde de izlediğimiz gibi çimentodan demirden çalan, dandik ağaçtan doğrama imal ettiren sonunda evleri yıkılan, son model lüks arabasının arkasına babam sağ olsun yazdıran, eğitim ortalaması düşük, daimi önceliği para, eğlence anlayışı pavyon, yapı sektöründe en vasıfsız ama en çok paraya sahip olan, zevksiz ama zengin iş adamı modeli idi. Ama bugün kendini her alanda eğitmiş, geliştirmiş, sosyal hayatın içinde, okuyan, sektörel gelişmeleri yakından takip eden, her alanda temsil kabiliyeti edinmiş eğitim ortalaması gün geçtikçe artan müteaahitlerin varlığı ile inşaat ve yapı sektörünün yaşadığı sorunlar da daha iyi ifade edilir halde.
Çeşme ve Bodrum gibi diğer turistik ilçeler büyük İstanbul firmaları ile anahtar teslim çalışırken Didimli müteahhitler ise genellikle Didim’de yaşayan ilçeyi yakından tanıyan ve seven kişiler. İlçemiz tanıtımı için yapılan her sportif ve kültürel etkinlikte akla ilk gelenlerdir onlar. Ne demiş Hayyam “Dünyada akla değer veren yok madem, aklı az olanın parası çok madem, getir şu şarabı, alsın aklımızı: belki böyle beğenir bizi el alem!” oysa artık yapı sektöründe müteahhitlerde parası olan kadar bilgi sahibi olan, başarılı projeleri olan kişilerin söz hakkı edinmesi ile birlikte yerel yönetimler için de tükenmez kaynak olarak görülen müteahhitler bir araya gelerek hem yerel yönetimin yetersiz kaldığı ve doğru işlemeyen durumları, hem de Güzel ilçemiz Didim için en doğru yol haritasını oluşturma gayretindeler.
Didimli müteahhitlerin son günlerde sorunlarına yönelik çözüm arayışlarını, çalışmalarını yakından takip ediyor ve kendimce umutlanıyorum. Kullanılan telefonların arabaların hatta yapılan evlerin bile bile akıllı olduğu, iletişim çağında kim akılsızca bir sektörü diğerine tercih ederek kazan kazan dengesini değiştirmek ister ki… kim bir sektör temsilcileri için moral motivasyon yemekleri toplantılar yaparken, diğer sektör temsilcilerini görmezden gelir. Yerel yönetimlerin tüm sorunları yerinde tespit etmek, önleyici tedbirler almak ya da eğitim ve bilgilendirme toplantıları düzenlemek gibi asli görevleri varken hangi yerel yönetici sonuç odaklı çözüm arayışı içinde olan toplantı ve organizasyona duyarsız kalır? İnşaat sektörü ile turizm sektörünü birlikte kol kola omuz omuza ilerletemezsek, zaten de ne uçabiliriz ne de yüzebiliriz…
Tatil için geldiğiniz güzel Didim’de denizini çok sevip, havası ile şifa bularak bir gün bu şehirde bizlerle Didim’de yaşamak gibi bir hayaliniz oluştuysa bunu sağlayan gerçekte iki kişidir. Şehrin yöneticileri ile oturacağınız evi yapan müteahhitler. Galiba unutmamamız gereken asıl gerçek de şudur ki, yalan, güvensizlik, düzenbazlık, kendine çıkarcılık ikiyüzlülük ve başkalarını aldatma konularından oluşan çok fonksiyonlu denklem oluşturulduğunda, bu denklemin verdiği sonucun biri müteahhit ise diğeri de politikacıdır. Her iki işi yapan kişileri de insanlar hoş ve tatmin edici bulmadığı gerçeği de eklenince Müteahhitlerle politikacılar karşı karşıya geliyorlarsa bize düşen de gözümüzü her zamankinden dört açmaktır.
Umut Kaşan /25.10.2017