Amasız fakatsız “Selahattin Demirtaş ve kederli ailesine başsağlığı ve sabır” dilerim.

Ölümden ötesi yoktur. Öncelikle âmâsız fakatsız dümdüz “Selahattin Demirtaş ve kederli ailesine başsağlığı ve sabır” dilerim.

Çok iyi biliyorum ki acılarımızı ve gözyaşını azaltmanın tek yolu, tüm haksız ve zamansız ölümleri, acıları “Yok saymamaktan” geçiyor. Farklılıklarımızdan yola çıkıp bizi her türlü tüketenlere, acılarımızı yarıştıranlara inat, acılarımızı birlikte saracağız, aynılıklarımızı büyüteceğiz.

Her türlü haksızlıklara itiraz edenin, her eleştirenin terörist, her ağzını açanın bölücü olmadığını da, kimin ya da kimlerin huzur ve barış istemediğini, kim ya da kimlerin huzur ve barış için ağır bedeller ödediğini de artık çok daha iyi biliyoruz.

Demirtaş’ın siyasetten uzaklaştırılmasıyla, hatta cezalandırılması demek daha doğru bir ifade olur “Yaşasın Halkların Kardeşliği ” motivasyonundan giderek pişmanlıkla uzaklaşan Kürt hareketinin süreçte giderek sol çizgiden de uzaklaşarak, Kürt milliyetçiliğine kayması, dindar ve kindar ifadelerle yol alması bana göre paralel ilerliyor. Ne zaman kardeşlik bir adım öne çıksa, birileri hiç zaman kaybetmeden, milliyetçi kindar ve dindar duyguları hareketlendiriyor.

Duruşu, sağduyusu, üslubu, güçlü liderliği barış ve kardeşlik için gösterdiği çaba ve dik duruşu ile alkışlanması gereken #selahattindemirtaş başta olmak üzere siyasi tutuklulara yapılan hukuksuz yargılamalar zulümdür diyemiyorsan,

AKP’nin MHP’nin ittifak ortağı olduğu için meclis kürsüsünden seslenen HÜDAPAR milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu “Eyalet sistemi, özerklik ve federasyon gibi yönetim modelleri serbestçe tartışılmalıdır.” dediğinde susuyorsan ki Hizbullah Terör Örgütüne yaslanan Hüdapar yerine sol kanattan bir kürt lider bunları söyleseydi ki eminim kıyametler kopartılırdı;

Demirtaş ‘Biz de kandırıldık” falan deseydi, iki süslü cümle, üç janjanlı klişe laf etseydi, pazarlık etseydi eşi ve çocuklarıyla bir arada lüks ve konfor içindeydi. ‘İlerde çocuklarımın dağa çıkma seçeneği olmasın, benim yaşadığım hayatı yaşamasınlar, sizin çocuklarınız da yaşamasın istiyorum, bunun için siyasetten bedel ödemem gerekiyorsa ömür boyu hapiste kalmayı göze alırım, ben şiddeti seçenek olmaktan çıkarmak için siyaset yaptım’ diyen ve ağır bedeller ödeyen  Selahattin Demirtaş’a da hala terörist diyorsan;

Bir kez daha düşün lütfen. Kürt – Türk düşmanlığını her fırsatta körükleyenler şunu iyi bilmelidir ki kırk yıldır bitmeyen bir düşmanlık, ancak birileri düşmanlık bitmesin istediği için bitmiyordur. Feodal yapı, ağalık gibi kavramlar kimin işine geliyorsa o besliyordur.

Her kim kötülükten, dinden, kinden, kandan, paradan besleniyorsa da bilin ki asıl ‘o’ kötü, hem de ahlaksızdır.

Şimdi bana da yine 12 şehit verdik, sen nasıl bunların liderine güzellemeler yaparsın diyeceklere de bir çift lafım var. Bilmem kaç yaşındaki Suud Kralı kollestrolden vaktiyle ölünce 3 gün milli yas edilmesine ses etmiyor, 12 şehit verildiğinde neden öldü evlatlarımız diye sormuyor, hani neden bugün milli yas ilan edilmedi diye soramıyorsan, Filistin’e dua edenler nasıl olur da İsrail’e alenen yardım edebilir? Diyemiyorsan, Suriyeli, Afgan, Filistinli kardeşimiz de Kürtler düşmanımız mı bu ne yaman çelişki diye soramıyorsan, tüm bu acıların, acımasız politik kararlar, kirli pazarlıklar olduğunu görmüyorsan, Sinan Ateş cinayetini sorgulayamıyorsan, için başka dışın başka söylüyorsa üzgünüm. Seni de senin milliyetçiliğine de ciddiye almıyorum.

Umut Kaşan – Ege İdea Dergi – Didim

Konular

E- Bülten

    Sosyal IDEA

    Bizi takip edip yalnız bırakmayan siz değerli okuyucularımıza teşekkür ederiz.