Röportaj Nazif Karakuş – İonia Tour
1966 yılı Adıyaman Çaylı doğumlu, 1994 yılından bu yana da Didimli Nazif Karakuş.
Farklı sektörlerde çeşitli iş tecrübeleri ardından 2002 yılında turizm sektörüne atılmış. Altınkum Seyahat Yönetim Kurulu Başkanlığı gibi, her ne kadar geçmişteki ticareti turizm ile ilgili olsa da resmi olarak turizm sektörüne başlaması lonia Tours Seyahat Acentası ile 2005 yılında gerçekleşmiş. Nazif Karakuş sektörde kendi iş tecrübeleri ile yol alanlardan, bildiğini sakınmadan söyleyenlerden ve çözüm için sorumluluk alanlardan. Bu günlerde oğlu Deniz Karakuş ile birlikte çalışıyorlar. Geçmişte oldukça başarılı sezonlar yaşayan Nazif Bey ile İona Tur başta olmak üzere Didim turizmini konuştuğumuz keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’nin resmi gazetede yer alan ve değişen son yönetmeliği ile Didim TÜRSAB BYK’da olduğu gibi tüm Türkiye genelinde 100’ün altında üyesi olan 16 Bölgesel Yürütme Kurulu’nun resmi statüsü değişerek kapandı. Yeterli üyeye sahip olmadığı için resmi statüsü değişerek kapanan Didim TURSAB BYK aynı yönetmeliğe göre yetki alanındaki bölgelerde birlik faaliyetlerinin gerçekleşmesini sağlamak üzere (Aydın’ın diğer ilçeleri gibi) Kuşadası Yöre Temsil Kuruluna dahil edildi. 27 Temmuz 2018 Cuma günü gerçekleşen Kuşadası Yöre Temsil Kurulu (YTK) Seçimlerine Didim’den 16 acente katıldı ve 100 üye oy kullandı. İonia Turizm firması işletmecisi Nazif Karakuş’un içinde olduğu liste 60’a 40 oyla kazandı. Yapılan bu Genel Kurul sonrası Didim BYK’nın da resmi statüsü değişmiş oldu ve Nazif Karakuş Didim TURSAB Temsilcisi seçildi.
Didim’de temsilcilik durumuna düşen ve Didim TURSAB temsilcisi seçilen Nazif Karakuş “Mevcutta kullanılan TURSAB ofisi ve çalışan personel faaliyetine devam edecektir. Didim’in yeniden YTK olabilmesi için daha çok üyemizin olması gereklidir ve Didim’in cazibe merkezi olması için gerekli çalışmalar bir an evvel yapılmalıdır. Ben de zaten Didimli acentecilerin sorunlarını çözmek için TURSAB Kuşadası YTK’da görev aldım” diyor.
Nazif Karakuş, born in Çaylı, Adıyaman in 1966, and has been living in Didim since 1994. Mr . Karakuş got a start in tourism business in 2002, after various experiences in different sectors. Although his previous businesses are somehow related to tourism, he officially opened Ionia Tours Travel Agency in 2005. Nazif Karakuş says: “The increasing load of trade in Turkey and the entire world had a negative impact on tourism industry and tourism professionals just like many other industries.” He is a self-made businessman and he works together with his son, Deniz Karakuş. We talked about tourism in Didim, particularly Ionia Tour, and the major problems that the tourism professionals have to deal with. He won the favor of many tourism professionals with his bold statements and observations, such as: “I’m sure everyone knows that there are huge communication issues between tourism representatives, especially TURSAB, and various occupational groups in tourism industry.” Tourism was more real when I first started, now it feels like the majority of the tourists are just numbers. Although it looks like the hotels are packed with tourists, there are no tourists or service providers out in the streets. There were as many international tourists as local tourists, but now, there are only the British tourists, who come here since they purchased houses a couple of years ago, and a few Arabian tourists. One of the most striking changes is that there are too many Bulgarian tourists at some certain hotels.
There are also some things that never change. For instance, road construction works start as soon as the season begins. We keep saying ‘let’s do this and that’ and keep saying ‘promotion is the key’ at the beginning of each season, and the season ends before we even start to promote our services (laughs). We started off with the British tourists and continue with them. Because we believe that Didim is not ready for other tourist groups with its background and structure. To change this, the local governments, particularly the district governorship and the municipality, should contribute, and then the chambers should get their hands on to change the tourism market. We used to do in-coming, as well. We had done it between 2006 and 2013. We did it in some certain periods until the mid-2014. There was our partner Goldtrail Travel. When they declared bankrupt, 48 planes landed at Bodrum Airport. Unfortunately, we failed to protect and maintain this company. When Goldtrail declared bankrupt, we also stopped in-coming operations. This company had chartered Onur Air aircraft and was selling seats. In those days, seats were the only thing needed by the tourist destinations in Turkey. We only cared about the in-comings with seats. It wasn’t like this: the rest is up to the hotels. This is the type of tourist we want. We want tourists to leave their hotels and walk around Altınkum, Didim Bazaar, the streets of Didim, Mavişehir, and the Temple of Apollon. This is what we call a tourist. The others are also tourists, but they are hotel tourists. The restaurants are not doing good. The service industry should be better through comprehensive training programs. Education is everything. Lack of education leads us to nowhere, and things would go haywire. Just as in Altınkum. At this point, I think everyone should adapt themselves to current conditions.
-Nazif Bey siz Didim’in en eski turizmcilerin birisiniz. Sektöre ilk başladığınız zamanlar ile günümüz turizmini kıyaslarsanız, turizm o zamanlar nasıldı şimdi nasıl? Ne değişti?
Sektöre başladığım zaman daha gerçek turizm vardı, şimdi sadece sayının çoğalması için oradan buradan toplama turist var. Turizm otellerin doluluğu ile ölçüldüğü için Didim turizm bakımından full çekiyor gibi görünse de sokaklara indiğiniz de turist de yok turizmci de yok. Geçmişte yerli turist kadar yabancı turist vardı ama günümüzde bundan bir kaç yıl önce ev aldığı için gelen İngiliz turistler var, bir de tek tük Arap görülmeye başlandı. En değişen durum belki belli başlı otellerde Bulgar turist görebilirsiniz.
Hiç değişmeyen durumlar da var. Mesela, sezon başladığında yol yapım çalışmaları da başlıyor. Hala sezon başlarken şunları şunları mutlaka yapalım diyoruz, tanıtım çok önemli diyoruz biz daha tanıtım yapamadan sezon bitiyor (Gülüyor.)
-Siz hiç pazarınızı değiştirdiniz mi? İonia Tur başlangıçta hangi pazardaydı ve hangi pazarla devam ediyor?
Biz ilk İngiliz pazarıyla başladık ve onlarla devam ediyoruz. Çünkü şuna inanıyoruz Didim tabanıyla da yapı itibariyle de diğer turist gruplarına pek hazır değil. Bunun değişmesi için de yerel yönetimlerin bu anlamda katkı sunması lazım en başta kaymakamlık ve belediye, sonra da odalar el atmalı ki turizm pazarı değişsin.
-Didim’de İngiliz turist dışında daha çok kimler var?
Roman var, Bulgaristan Polonya var, İran var. Var ama otellerin dört duvarının içerisinde var, dışarıda sokakta yoklar.
– Siz acenta olarak in-coming yapıyor musunuz?
Yapıyorduk. 2006 yılından 2013 yılına kadar da yaptık. 2014’te de belli başlı dönemde yılın ortasına kadar yaptık. Ortaklık yaptığımız firma Goldtrail Travel vardı. İflas ettiği hafta da 48 tane uçak Bodrum havalimanına inmişti. Maalesef ülke olarak bu firmaya sahip çıkamadık. Goldtrail iflas edince biz de in-coming yapmayı bıraktık.
Bu firma zaten Onur Air uçaklarını kiralamıştı, koltuk satıyordu. O günlerde Türkiye’deki turizm yerlerinin ihtiyacı olan tek şey de o koltuktu. Bize koltuğu olan in-comingler gelsin, gerisi çok önemli değildi. Şöyle değildi: gerisi otelleri ilgilendiriyordu. Biz zaten böyle turist istiyoruz. Gelsin otelinden çıksın, Altınkum’da, Didim pazarında, Didim sokaklarında, Mavişehir’de, Apollon Tapınağı’nda gezsin Didim’i tanısın istiyoruz. Biz buna turist diyoruz. Diğerleri de turist ama onlar otel turisti. Sadece bir aileyi besliyorlar.
-“Her şey dahil” sistemi ile gelen, otelinden dışarıya çıkmayanlar turist değildir mi diyorsunuz?
Her şey dahil zaten Türkiye’nin felaketiydi, onu henüz çözemedik zaten. Otellerin yapısına da bakarsak çözebileceğimizi de sanmıyorum. Çünkü Didim’in dışında çok otel var. Eğer her şey dahili kaldırırlarsa iflas ederler.
Seyahat acentaları da bu otellere hizmet vermek için yeterli alt yapı ve organizasyona sahip değiller. Oteller de değil. Yapı buna müsait değil. Çok büyük organizasyon yeteneği lazım bunun için. Bizlerde de bu organizasyon yeteneği maalesef yok.
– Turizmcinin kendini düzenlemek, değiştirmek ve sorunlarını çözmek için temsil yeteneği var mı? Mesela Didim TURSAB acentalar ile onların sorunları konusunda ilgili mi?
TURSAB’ın yapısı sorun çözmek için müsait değil zaten, öyle bir yapısı da yok, becerisi de yok, onu sağlayacak ekipmanı da yok. Diğer kurumların, odaların da yok maalesef. Mesela, bugüne kadar bir operatör iflas ettiği zaman hiçbir oda, hiçbir yetkili Altınkum’a inip de 3-5 acentayı gezelim “bu operatör iflas etti acaba sizin haliniz nedir, sizde nasıl bir etkisi oldu?” demedi. “Size ne gibi bir desteğimiz, yardımımız olabilir?” diye hiçbir yetkilinin, odanın girişimi de olmadı. Altınkum’da sezon başlıyor ama restoranların hali, işleri içler acısı. Kimse bunlara bir eğitim de vermiyor sadece ceza yazıyorlar.
– Eğitimi işletmeci mi vermeli? Hangi kurum? Yerel yönetim mi? Başka bir oluşum mu?
Biliyoruz ki işletmeci kendine göre para kazanabileceğine eğitimi verir. Yerel yönetimlerin böylesi eğitimleri vermesi, turizmi desteklemesi lazım.
Bugün Didim Ticaret Odasında böyle bir birim kurulabilir. Bizim böyle bir projemiz vardı. Daha da geliştirecektik ama maalesef olmadı. Bu projeyi hayata geçirmeleri için şimdiki arkadaşlara tavsiyede bulunabilirim artık. Böyle bir organizasyon yapsalar çok da iyi olur.
Çünkü restoranların hali çok kötü. Hizmet sektörünün eğitimlerle derhal iyileştirilmesi gerekiyor. Aslında her şeyin başı eğitimdir. Eğitim olmadığı zaman hiçbir şey olmaz işler rayında gitmez. Altınkum’da gitmediği gibi.
– Siz yılların turizmcisisiniz, sizin röportajını okuyan sektörde daha çok yeni olan turizmciye ne tavsiye etmek istersiniz?
Şu durumda öncelikle herkesin kendine çekidüzen vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’nin resmi gazetede yer alan ve değişen son yönetmeliği ile Didim TÜRSAB BYK’da olduğu gibi tüm Türkiye genelinde 100’ün altında üyesi olan 16 Bölgesel Yürütme Kurulu’nun resmi statüsü değişerek kapandı. Yeterli üyeye sahip olmadığı için resmi statüsü değişerek kapanan Didim TURSAB BYK aynı yönetmeliğe göre yetki alanındaki bölgelerde birlik faaliyetlerinin gerçekleşmesini sağlamak üzere (Aydın’ın diğer ilçeleri gibi) Kuşadası Yöre Temsil Kuruluna dahil edildi. 27 Temmuz 2018 Cuma günü gerçekleşen Kuşadası Yöre Temsil Kurulu (YTK) Seçimlerine Didim’den 16 acente katıldı ve 100 üye oy kullandı. İonia Turizm firması işletmecisi Nazif Karakuş’un içinde olduğu liste 60’a 40 oyla kazandı. Yapılan bu Genel Kurul sonrası Didim BYK’nın da resmi statüsü değişmiş oldu ve Nazif Karakuş Didim TURSAB Temsilcisi seçildi.
Didim’de temsilcilik durumuna düşen ve Didim TURSAB temsilcisi seçilen Nazif Karakuş “Mevcutta kullanılan TURSAB ofisi ve çalışan personel faaliyetine devam edecektir. Didim’in yeniden YTK olabilmesi için daha çok üyemizin olması gereklidir ve Didim’in cazibe merkezi olması için gerekli çalışmalar bir an evvel yapılmalıdır. Ben de zaten Didimli acentecilerin sorunlarını çözmek için TURSAB Kuşadası YTK’da görev aldım” diyor.
TURSAB Kuşadası Yöre Temsil Kurulu Yönetim Kurulu listesi de şu şekilde oluştu.
ASİL ÜYELER / ACENTA ADI
Gökhan AYDIN (Başkan) > Anker Turizm
Nazif KARAKUŞ > Ionia Turizm
Gerçek PAK > Peron Turizm
Eda YURTCAN > Kuşadası Turizm
Deniz KÖSE > Arrive Turizm
Derya ELMASDAŞ > Sea And Sun Turizm
Kazım OKUYUCU >Kevser Turizm
YEDEK ÜYELER / ACENTA ADI
Fahrettin ÇİÇEK > Peninsula Turizm
Volkan YIRTIMCI > Tayf Turizm
Funda YILMAZ > Lavinia Turizm
Abdullah ÇAKMAK > By Okeanis Turizm
Osman Emre SAYIN > Bridge Turizm
Murat YAMAN >James Cook Turizm
Özgür EKİZ >Voyalle Turizm
– Çuvaldızı kendimize iğneyi başkasına mı?
Tabi ki! Önce şunu söyleyeyim Didim’in denizinin, havasının, toprağının, yolunun hiçbir suçu yok. Yol yapılmazsa belediye suçludur, deniz temizlenmese yetkili merci suçludur. Ama hizmet sektöründeki insanlar doğru hareket etmezlerse kimin suçu? En fazla onlarla ilgili birimin suçudur. Yani şu anda Ticaret Odası aidat alıyor. Alınan bu aidatlar işe yarasın, bunun için bir çalışma yapsın. Bu bizim projemizdi diye demiyorum ama uygularlarsa çok iyi olur. Gerçi muhalefetten gelen projeyi hiçbir zaman uygulamazlar ama Altınkum’un en önemli eksiği budur uygulanırsa çok da güzel olur.
-Didim’deki seyahat acentalarının Didim’de yaşayan yabancı uyruklu vatandaşlarımızın özel günleri, bayramları, kutlamaları için özel hizmetleri var mı? Diyelim ki Paskalya Kutlamalarına yönelik bir gezi… Böyle özel hizmetler, geziler, turlar yapılıyor mu?
Şimdi o olay da şöyle. Bizim zaten en büyük sıkıntılarımızdan biri de bu durum. Bizler acenta olarak turlar yapamıyoruz. Didim’de hiçbir seyahat acentası böylesi turlar yapmıyor ama yapamıyor da! Didim’de kadınlar günü olduğu zamanlarda böyle turlar yapılıyor. Şu anda kadınlar Facebook ve whatsapp’da gruplar kurmuş ve gruplar eşliğinde turlar yapılıyor. Biz acentalar da sadece bunun taşeronluğunu yapıyor, onlara hizmet sağlıyoruz. Biz de o işin dışında kaldık. Yani şimdi bizim sistemimizde de her hafta turlar var. Örneğin, şu an bir gece konaklamalı Dalyan turumuz var ama bu turu talep edenler sadece yabancılar. İç piyasaya çok da hakim olamıyoruz. Bu kadın grupları acentalar üzerinden organizasyon yapmıyorlar, internet ağını pek kullanmıyorlar, bizler de galiba doğru reklamlar yapmıyoruz.
Didim küçük bir yerdi, şimdi 100 bine yaklaştı. Acenta boyutunda turizmde Altınkum’da turiste sağladığımız hizmetleri yerli turiste yapamadık, bu da bizim eksikliğimiz. Bunu da neden yapamadık açıklayayım: öncelikle sistemimiz yabancıya yönelik olduğu için biz o sistemi güncelleyemedik. Şu an Didim’de turistik gezi yapan, iç turizmde hareket sağlayan 20-30 grup var. Biz de acentalar olarak ancak onların taleplerine hizmet sağlıyoruz. Bir de otelciler zaman zaman bu kapalı gruplara bize verdiği fiyatın da altına satış yapıyor. (Gülüyor.)
– Ama o zaman bir seyahat acentası da demedi mi biz bu grupları doğru yönlendirelim, biz bu insanları ve iç turizmi hareketlendirelim?
Öyle ki oteller de operatöre verdiği fiyatları vermiyor inanın. Otel o kapalı gruplara bize verdiğinden daha düşük fiyat veriyor. Bu durumda biz de organizasyonu oluştururken zorlanıyoruz. (Gülümsüyor.) Kadınlar çok aktif, Whatsapp grupları üzerinden kolayca organize oluyorlar. Mesela, geçen seneki Çeşme-Alaçatı ot festivaline de, bundan önceki festivale de biz acenta olarak program hazırladık. Birkaç tane kadın grubu devreye girdi ve 300 kişi çıkardık. Ama bu sene programı sadece acenta üzerinden biz yapmak istedik kimse gelmedi. (Gülüyor.)
– Şahsen Alaçatı Ot festivaline gidip de memnun kalan tek bir kadın görmedim ben. Gidenler genel olarak diyor ki ot festivali izdihamdı. Bu durum “Alaçatı çok kalabalıktı, öyle kalabalıktı ki gözlemecilerden başka bir şey görmedik, hatta ot bile göremedik” diyen kadınların tepkisi de olabilir. Tur çıkmaması belki de aslında festivale bir tepkiydi.
Sanırım o da var. Ülke genelinde de böyle bir sıkıntı vardı. Ankara’dan sektördeki bir arkadaşımız “bu sene hiç talep olmadı ben de Alaçatı Ot Festivali turuna çıkmadım” dedi.
– Didim’de de bir Vegan Festivali başlatıldı. Turizmci olarak Didim VegFest için görüşlerinizi almak isterim. Mesela Didim VegFest buradaki tur operatörlerine artı bir hareket, satış sağladı mı? Ekonomik olarak Didim VegFest acentalara para kazandırdı mı?
Vallahi biz kazanmadık ama kazanan da olmuştur. (Gülüyor.) Ben o festivalde pek çok şeye tepkiliydim ama bir şeye daha çok tepkiliydim: Vegan Festivali yapıyoruz dediler halk pazarı gibiydi, arada birkaç tezgâhtaki arkadaşımız balık bile sattı. (Gülüyor.)
Şimdi bu yanlışları görüp de, eleştirileri duyup da düzeltmezlerse şahsen ben de Didim Vegan Festivaline tur satmam. İade talepleri ile zarar ederiz. Satan var mıdır diye sorarsanız da belki Rafiness Travel satmıştır. O da inanın Ticaret Odası ve Didim Belediyesi’nin destekleri ile yapmıştır.
– Sizler bu durumu Didim Belediye Başkanı ile konuştunuz, görüştünüz mü? Şikâyet ve taleplerinizi ilgili kişilere iletme şansınız oldu mu?
Size şöyle izah edeyim, bizim Sayın Belediye Başkanımız Didim’de bir acenta dışında başka acenta tanımıyor. Hikmet Atilla dışında başka turizmci de tanımıyor ki!
Vegan Festivali daha planlanırken, başlamadan birkaç ay önceden bize bilgilendirme yapabilirlerdi. Bizleri bir araya toplayıp, festivale dair sektörel değerlendirme toplantısı yapılabilirdi, akıl akıldan üstündür ama onu da yapmadılar. Sonra da Sayın Başkan festivale son bir gün kala bize diyor ki “ Siz neredesiniz?” Ama biz de hiç olmadığımız yere, öyle damdan düşer gibi Vegan Festivaline düşecek değiliz.
Sonuçta bizler acentayız. Bunun bir alt yapısı olması lazım, hazırlık yapmamız lazım, tanıtım yapmamız lazım. Maalesef bizim tanıtımlarımıza da hiç gerek duymadılar. Ben üzülerek keşke hiç böyle olmasaydı diyorum. Ama inanın bu anlayışla bu festivalin de 1-2 yıl ömrü var. Bireysel festivale, bireysel şova çevirdiler. Daha çok yeni yaşadığım bir durum var mesela, dün bana bir şahıs geldi “Ben Vegan Festivaline taşıma hizmeti verdim, ama belediyeden paramı alamıyorum. Paramı tahsil edebilmem için resmi firma faturası lazım” dedi. Ben inanın bu şahsı ilk defa görüyorum. Adam firma değil, acenta değil, hiçbir şey değil; yetkisi yok, belgesi yok ama festivale hizmet vermiş.
Bu sebeplerle de hiç kimse girmedi bu işin içine. Demek ki ahbap çavuş ilişkisi ile yürüdü festivalde işler. Bu kişiyi ben hiç tanımıyorum, bu kişi bir firma buldu ve firma belediyeye fatura etti hizmetleri. Bakınız şimdi Raffinesse Travel da, yani Sayın Hikmet Atilla seyahat acentası hizmeti veri. Taşıma hizmeti verebilecek konumda değildir, ilgili hiçbir ekipmanı, servisi de yoktur. Onlar sadece bilet acentasıdır, sadece uçak bileti kesebilir. Geri kalan diğer hizmetleri bizim gibi taşıma şirketleriyle entegre çalışan acentalar verebilir. 3-5 tane minibüsçüden hizmet aldıklarına göre, demek ki bizlere gerek duymadılar.
Şimdi dikkat ederseniz genelde bu tür istekler talepler en başta yerel yönetimlerden gelir. Belediye Hikmet Atilla dışında hiç kimseye sorma gereksinimi duymuyor, demek ki ihtiyaç duymuyor. Haliyle destek de vermiyor.
Mesela Ali arkadaşımız ( Ali Çamurcu ) Didim-Kos feribot seferlerini destek bulamadığı için yapamadı. Ali arkadaşımız geldi bizlerin desteğini de istedi, biz de kendisine yardımcı olmaya, ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu söyledik ama Altınkum’daki limanı kullanın dedik, bunlar da bize “Hayır belediye bize izin vermiyor, D-Marin’den yapacağız” dediler.
Marinada ne yaptılar bilmiyorum ama en son anlaştığını söylediği feribot Mersin- Kıbrıs arası çalışıyor. Bu arkadaşımız en az 4 yıldır bunun için uğraşıyor. İki kere direkten döndü, iptal oldu. Bir kişinin fikirleri ne kadar güçlü olursa olsun bir yerde çeşitli sebeplerle tıkanıp kalıyor. Sonra kim devreye girecek, kim yapacak bu işi onu da söyleyeyim: Didim Ticaret Odasına ve Didim Belediyesine yakın olan firmalar yapacak.
Acentalar olarak biz de hatalar, eksikler yapıyoruz ama hep de bizde aramasınlar sorunları. Geçenlerde turizm haftası etkinliği vardı. Bütün temsilcilikler çağrılmıştı, TURSAB çağrılmadı. Başkanımız da değerli bir turizmci kadın, bu işe de oldukça hakim ama çağrılmıyor, çağrılmadığı zaman etkili olamayız, çözüm üretemeyiz ki.
Şimdi ben kabul etmeseydim siz benimle zorla röportaj yapabilir miydiniz? Turizm haftası etkinlikleri oluyor acentalar yok (Gülüyor), davet bile edilmemişler. Bizler ne yapalım?
İnanın TURSAB seçimlerinde biz muhalif gruptuk. Ama şu an Aylin Hanım’ın yanında duran da muhalefet gruptur. Niye duruyoruz? İnsan rakibini neden destekler? Didim turizminin daha ileriye gitmesi için, dağılmaması için bunları aşmamız lazım. Benim ticaret odası yarışlarına girmemin tek sebebi de buydu. Benim işimi gücümü bırakıp ticaret odasında Didim’in sorunlarıyla uğraşmak gibi bir niyetim yoktu. Acentacı arkadaşlarımızın arzusu ve talebiyle girdim.
Her konuda doğrusu yapılsın diye biz elimizden geleni yapıyoruz, sonuna kadar bu mücadeleyi veriyoruz. Ama geç kaldık. Tabi ki geç kalınmasının da bir sebebi var. Biz hep birilerine bu yetkiyi verdik, yapsınlar istedik.
Şöyle anlatayım şimdi TURSAB Genel Başkanı yeni seçildi. Hemen 3 ay içerisinde işler yolunda gitmiyor diye tepesine çökmemize gerek yok, herkesin zamana ihtiyacı vardır. Bu zaman zarfında bu kişi yapması gereken işi yapmadığı zaman da müdahale edeceksin. Hikmet Atilla Bey benim sevdiğim bir abimdir. Geçmişte biz bu zamanı verdik onlara. Tayyar Cengiz’e de verdik ki ileriye gitsinler istedik. Bir hata yaptılar, iki hata yaptılar, üçüncüsünde artık dur deme zamanı geldiğini düşünüyoruz dedik ve hala dur demeye çalışıyoruz. Ama şöyle de bir şey var ki bir kişi gruplaştığı zaman, bir yere kök saldığı zaman o kökü alıp sökmek çok kolay olmuyor.
Şimdi bugün birileri belediyeye gitti diyelim. “Benim Didim turizmi ile ilgili biri ile görüşmem lazım yardımcı olur musunuz?” dedi. Bakın Belediye benim ismimi vermez. Vereceği isimler de kim olur çok iyi biliyoruz. (Gülüyor.)
Didim’de turizme siyaset karışmaya devam ettiği müddetçe bundan en çok Didim zarar görecek. Ve maalesef şu an Didim’in turizminin göbeğinde siyaset var. Bunu aşamıyoruz. Didim turizmi de bunu aşamıyor.
Açıkçası Mümin abimizin (Mümin Kamacı) -kendisini çok da severim, sağ olsun bizlere çok destekleri, abilikleri olmuştur- meşhur bir lafı vardı: Altınkum bana oy vermedikçe ben Altınkum’a ne vereceğim? O çok meşhur ve hala da geçerli bir laftır.
Size göre Didim turizmde satış değeri taşıyan, pazar payı yaratan ana başlıklar nelerdir? Biz deniz, kum, güneş üçlüsü dışındaki pazarda hizmet verebiliyor muyuz? Alternatif turizmde neredeyiz? Mesela çadır turizminde neredeyiz?
Son zamanlarda bir yelken turizmi çıktı sağ olsun çocuklar bir şeyler yapabildiler, çok da güzel oldu. Bahsettiğiniz çadır turizmi, karavan turizmi çok önemlidir. Yerimiz de çok müsaittir ama bununla ilgili kimse zerre kadar bir şey yapmıyor. Yine suçlayacağım, evet suçlamak da doğru bir şey değil ama şu anda çadır turizminin yapılacağı işletme olan Didim Orman Kampı da Didim Belediyesi’nin işletmesi. Belediye bir şey yapamıyorsa, kimse hiç bir şey yapamaz. Ben de 3 yıl oranın işletmeciliğini yaptım. Benim işletmesini yaptığım yıllarda Almanya’dan okullar, İtalya’dan karavanlar geliyordu, tüm bu bağlantıları sağlamıştık ve inanın ben de o zamanlar turizmi çok iyi bilmiyordum.
– Acaba Didim Belediyesi’ne farklı projelerinizle gitseydiniz bazı sonuçlar değişebilir miydi diye düşündüm bir an… Hiç Didim Belediyesi’ne bir proje götürdünüz mü?
Götüremiyoruz ki, evet cesaret bile edemiyoruz. Hiç birimiz holding değiliz, belli başlı ekonomimiz var, belli başlı zamanımız var. Biz bir proje götürür de ufak bir sebepten dolayı heba edersek bu sefer geriye dönüşümüz yok, zorlanırız. Ben çadır turizminden çok iyi anlayan biriyim, yapabilirim, yaptım da; 95 yılından 98 yılına kadar ben işlettim orayı. Didim’in ilk sivil işletmecisi benim. Ama şu an belediyenin yeşil ışık yakacağını bilmeden belediyeye bir çadır turizmi projesi ile gitmem. (Gülüyor.) Bana da yeşil ışık yakmayacaklardır ben buna eminim.
– Didim Belediyesinin vereceği tepkiler için ne kadar da emin konuştunuz. Gerçekten bu kadar emin misiniz?
Evet eminim. Şöyle söyleyeyim ben turizmciyim, hem taşıma şirketim hem de seyahat acentam var. Hadi beni de geçtik, burada Maxi Tur diye de bir firma var o da hem taşıma şirketi, hem de seyahat acentasıdır. Böyle bizim gibi çalışan 3-4 tane daha arkadaşlarımız var. Vegan Festivalini dolmuşçular organize ediyor, taşımasını dolmuşçular yapıyor, haberimiz yok.
Oysa bir önceki Vegan Festivalinde gecenin 02.30’unda insanlar havalimanında kaldığı için çaresizce bizden yardım istediklerinde hemen gereken çözüm ürettik, yardımcı da olduk onlara. Kimse de alanda mağdur olmadı ve bu durumu da kimseye yansıtmadık. Hizmet faturamızı kestik, festivalin bu yıl ikincisini yaptılar biz hala ilk festivalde verdiğimiz hizmetin karşılığını bile alamadık (Gülüyor.)
Adamlar her konuda bizim önümüze takoz oluyorlar. Bu bizi zorlaştırır, ticaret hayatımızı bitirir. Şu anda belediye bizimle muhatap bile olmuyor. Ticaret odasında desen seçimlerde muhalefettik, şimdi kabul de ediyorum adamları da yadırgamıyorum, taleplerimiz orada da bir karşılık bulmaz. Turizmin kalkınması için kişilerin kurumların birbirine destek olması gerekiyor. Kalkınma ot gibi yerde bitmiyor yani, sağda solda birbirimize destek olmak gerekiyor.
– Booking.com ‘un kapatılması için neler söylersiniz?
Acentalar zaten bu duruma tepkiliydi. Booking.com’un kapanmasını sağlayanların başında bildiğiniz gibi TURSAB geliyor. Vergi sistemi içinde olmadığı için kapandı firma, çünkü bizler vergimizi vererek çalışıyoruz. Çalışacaksan vergini de vereceksin.
Bir taraftan vergi ödeyen bir acenta, bir taraftan da hiçbir vergi ödemeyen bir rakip var. Bunun düzenlemesini booking.com istese yapabilirdi ve düzenleme yapsaydı da kimse hiçbir şey diyemezdi. Bence işine gelmedi booking.com’un. Bakın geçenlerde uber sistemiyle ilgili de bir sorun vardı. Uber sistemi taksicileri zarara sokuyor dedik, yani kapatın değil de bir önlem getirin dedik, ama öyle bir sistem getirdiler ki bizi de kilitlediler. Biz de şaşırdık, ne oluyor dedik. Ben facebookta da yazdım “İftarda çıkan kanun, sahurda bozuldu” diye. Bizi de zora soktular. Booking.com küçük otellere güzel müşteri getiriyordu. Birinin önünü kapatarak sorunu çözemezsin, ben buna da karşıyım. Booking.com’u kapatmayacaksın, düzenleme getirmeye zorlayacaksın hatta düzenleme getireceksin. Derdiniz kanun çıkartmak sistem yaratmak olmalı, kimsenin cebini boşaltmak değil.
– Kaçak turlar, yasal olmayan taşımacılık vb. durumlarla ilgili en çok acentalar birbirinin denetleyici unsuru. Haksız kazanç sağlayan, kaçak iş yapan sadece Booking.com ya da Uber’de yok ki! Kaçak konusunda neler söyleyeceksiniz?
TURSAB’a birbirimizi şikâyet etmek gibi olaylar normaldir. Esas olay biz Didim’de kaçağın önüne geçemiyoruz. TURSAB’ın da çok etkisi yok ama Turizm İl Müdürlüğünün böyle bir girişimi çok yerinde olurdu. Ben kendim geçenlerde bir firmayı şikâyet ettim yarın da tura çıkıyor, firma değil, hiçbir şey değil dedim ama bana gelen cevap şu: Bize gelen resmi yazıda kesinlikle “seçim bitene kadar kimseye müdahale etmeyin” diyorlar. Şimdi bu konuda TURSAB ne yapabilir ki? TURSAB resmi bir kurum bile değildir, yarı resmi bir kurumdur. Talihsiz kayıplarla otobüsler devrilip de insanlar hak hukuk arayamadan öldüklerinde anlıyorlar kaçak turun ne demek olduğunu. Ama maalesef daha ucuz bulunduğu için önüne geçemiyoruz. Biz de TURSAB olarak broşür bastırdık, dağıttık ama ucuz olması insanları cezbettiğinden sigortası var mı, bu işi yapmaya yetkili mi kimse bunu düşünmüyor. Oysa bu o kadar önemli bir durum ki.
Biz elimizi taşın altına koyduk ama bu güç meselesidir, gücümüz de bir yere kadar. Şöyle söyleyeyim, Allah’ım kimsenin başına verme de, illa 30 kişinin ölmesi mi gerekiyor birilerinin kaçak turlarla müdahale etmesi için? Bir otobüs devriliyor bütün arabaların belgelerini kontrol ediyorlar. Böyle yapmayın işte önceden söyleyin, bilinçlendirin, yanlışı anlatın, bu böyle olursa böyle olur deyin.
Şimdi havaalanı shuttle taşımacılığı art arda çok büyük cezalar yiyor, nerdeyse tüm firmalar ceza aldı. Yeri geliyor bu firmalar birbirlerini de şikâyet ediyorlar. Ortada Didim için önemli, çözüm bekleyen sorunlar var. Ama çözüm için birlikte hareket kabiliyetimiz yok, bir desteğimiz yok, bizleri dinleyen de! Yaptığın iş kaçak yapma diyorlar ama Didim’de bunu yapmaya yetkili firma yok. O zaman bu hizmet yok. Vatandaş da bu hizmeti Didim’den bekliyor haklı olarak ve acenta da vatandaşı memnun etmeye çalışıyor. Bunlar da Didim’in önemli ve acilen çözülmesi gereken turizm sorunları.
– Didim’in yeterince iyi tanıtımı yapılıyor mu?
Vallahi de yapılmıyor. Aynı kuyruğunu kovalayan kedi gibi onu da yapalım bunu da yapalım derken sezon bitiyor.
Benim bir 15 adım projem vardı. Dünyaca ünlü popüler bir ismi Altınkum’a getirip ona 15 adım attıracaktık. 15 adım yürütecek, başka da hiçbir şey yapmayacaktık. Ondan sonra da dönecektik kendi mekânlarımızın kalitesini, dış görümünü içerideki kaliteyi düzenleyecektik. Tanıtım motive ettikçe Altınkum çok daha güzel bir yere gelecekti. Eline broşürü alıp Almanya’ya İngiltere’ye gidip de fuar fuar dağıtacağına, böyle de bir şey yapın. Biliyorsunuz fuarda broşür dağıtmanın da devri kapandı, eğer promosyon plaj çantası veriyorsanız belki kadınlar onu alıyorlar. Yoksa çok işe yaramıyor bu broşür dağıtma işi. Etkili, vurucu bir Didim / Altınkum reklamı bence şart.
ANKET CEVAPLARI
– Didim dinlence şehri midir? Eğlence şehri midir? Yoksa her ikisi de mevcut mudur?
Didim eğlence şehrinden çıktı dinlence şehrine döndü. İngilizleri de biz küstürdük, ya ben çok acı çekiyorum bu durumdan.
Çok büyük hatalar yapıldı. Can Erzincan, Öz Erzincan her yer emlak ofisi oldu. Ben hiç ev satmadım. Bu konuda acı çekiyorum derken aynı hatayı kendim yapmadım. Keşke hiç yapılmasaydı ama insanların ticaretinin önüne de dur yapma deyince geçemiyorsun. Bu da ciddi turizm stratejisi hatasıdır. Şimdi birlikte pişman oluyoruz.
-Didim’in en beğendiğiniz, bir turiste tavsiye edeceğiniz 5 turistik işletmesi?
Aquasis Otel, Sahil Restoran, Topkapı Restoran, Mavi Bistro Cafe ve Kavala Meyhanesi.
-Peki, size göre Didim’de turizm dendiğinde akla gelen 5 turizmci kimlerdir?
Kesinlikle Hikmet Atilla Bey (Gülüyor.) Tayyar Cengiz, Bülent Göllü (Maxi Tour), Mustafa Erok (Yoran Bar İşletmecisi), belki ben de varımdır.
-Didim’e ziyarete gelen dostlarınıza mutlaka gezmesini tavsiye ettiğiniz 5 tarihi ve turistik lokasyon?
Apollon Tapınağı, Miletos, Bafa Gölü.
-Sizce ilçemizdeki büyük güçlü turizm firmaları ilçemiz tanıtımına katkı sağlıyor mu? Evet.
– Sizce ilçemizde yer alan D-Marin ilçemiz tanıtımına ve turizmine katkı sağlıyor mu? Hayır.
– Hiç turist olarak yurtdışına çıktınız mı? Hayır.
– Yurtdışında hangi ülke ya da ülkelere gittiniz? Hiç gitmedim.
– Yurtdışında merak ettiğiniz en çok gezip görmek istediğiniz ülke? Japonya.
– Didim de bu güne kadar sizi en çok etkileyen en önemli turizm hamlesi ne oldu? Vegan Festivali.
– Bugüne kadar herhangi bir turizm fuarına katıldınız mı? Evet.
– Bugüne kadar ilçemiz tanıtımı için herhangi bir turizm fuarına katkı sağladınız mı? Evet.
– Didim’in turizmde en önemli ve en acil çözüm bekleyen sorunu/sorunları nelerdir?
Eğitim ve tanıtım.
– Turizmci olarak Didim’in turizmde rakip şehirleri kimlerdir? Akbük, Çeşme, Fethiye.
– Sizce Didim’e gelen turistler daha çok… Ev almak ve yaşamak için geliyor.
– Didim de Turizm Meslek Yüksekokulu olmasından yeterince faydalanabiliyor muyuz? Hayır.
– Didim de hatırladığınız en iyi turizm sezonu? 1997