Gelmeyen sevgilinin çiçeği: BADEM

Gelmeyen sevgilinin çiçeği: BADEM

Kış ortasında baharı müjdeleyendir o. Ocak ayı yarıladığında, henüz dalında yapraklar bile oluşmamışken dünyaya gülücüklerini savurandır. Bazen aldanıp, yineleyen soğuklar boynunu bükse de, sonra yeşil yeşil “çağla”lara, daha sonra da“badem”e dönüşür.

Badem ağacı _ege_idea_dergi_husnu_kurtulmus
Ege İdea Dergi / Hüsnü Okumuş

Doğa kış uykusundan uyanmaya hazırlanırken pembe, beyaz çiçekler sarmaya başlar her yanı. Ötücü orman kuşları başlarını yuvadan uzatıp, havayı koklar şarkı zamanı geldi mi diye. Telaşlı karıncalar yeni yeni koşuşturur oraya buraya birbirlerinin yolunu kesmeden.Badem ağaçları; gelinlerin, kızların oyuna durduğu düğün alanlarıdır şimdi. Geçmişten gelip geleceğe giden değişmez yolculuğun bir öyküsü vardır elbette.

Öykünün kahramanları ise, Phyllis (taze yaprak, yeşillik, filiz) ile Demophon’dur. Günümüzden üç bin yıldan daha çok yıl önceye gidiyoruz. Truva Savaşı’nın ardından yangın yerinde henüz tüten dumanlar son bulmamıştır. Yorgun savaşçılar ülkelerine dönmektedir. Bunlardan bir grubu taşıyan gemi Atina’ya giderken Thracia (Şimdiki Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan’ın sınırlarında küçük bir bölge olan Trakya) kıyılarında mola verir.

Kral Lycurgus savaş kahramanları onuruna sarayında şölen düzenler. Çünkü gemiden inenler arasında önemli kişiler vardır. Bunlardan biri de Atina Kralı Theseus’un oğlu Demophon’dur. Ev sahibi kralın yanında kızı Phyllis oturmaktadır. Demophon’la genç kız yemek boyunca bakışıp, fısıldaşarak yakınlaşmaya başlar, aralarında gelişen sevgi gece ilerledikçe aşka dönüşür.

Bademin olağanüstü güzellikteki çiçekleri bazen geçen yıldan kalma sert kabuklu meyve henüz düşmeden açar, bazen yeşil çağlalarıyla birlikte göz kırpar.
Bademin olağanüstü güzellikteki çiçekleri bazen geçen yıldan kalma sert kabuklu meyve henüz
düşmeden açar, bazen yeşil çağlalarıyla birlikte göz kırpar.

BAĞLILIK YEMİNİ EDİP AYRILDILAR

Uzun ve tatlı söyleşiyle süren gece bitip sabah olur. Yolcu yolunda gerektir. Geminin demir alma zamanı geldiğinde Demophon ile Phyllis, birbirlerine bağlılık yemini ederek sarılırlar. Genç adam, yakında yeniden geleceğini, babasından izin alıp kendisiyle mutlaka evleneceğini söyler sevgilisine. Aralarında, sonsuza dek birlikte olacaklarına dair söz keserler.

Genç kız, kulaklarına güzel sözler fısıldayan, umut aşılayan delikanlıyı uğurlarken, boşalan gözyaşlarını engelleyemez. Bir yandan zarif elinin incecik parmaklarıyla yanağını ıslatan damlaları silerken, diğer yandan kafesinde kuş gibi pırpırlanan yüreğinin çırpınışını bastırmaya çalışır.

Günler geçer, haftalar akar, aylar döner gelen yok. Ayrılık öylesine zordur ki, Phyllis denizde görünen her gemiye umutla bakar amaonlar ya uzaktan geçer gider, ya da yanaşır iskeleye ama içinden sevdiği inmez.Her seferinde hayalleri kırılarak, umudu yok olarak sarayına döner. Yine de gözünü denizden, kendini kıyıya gitmekten alamaz.

GİDEN SEVGİLİ GELİR AMA NEDEN SONRA

İşte böyle bir günde iskeleye iner son kez. Gelenlere bakar tek tek. Görünmez Demophon, bu gidişle döneceği de yoktur. Sevdiği olmadan yaşamanın anlamı kalmamıştır. Umutları yitmiş, kolu kanadı kırılmış, dünyası kararmıştır Phyllis’in. Oradaki bir ağaca asar kendini, yaşamına son verir.

1849 ile 1917 yılları arasında yaşayan İngiliz Ressam John William Waterhouse’un tablosunda badem ağacına dönüşen Phyllis’in önünde diz çökmüş Demophon görünüyor
1849 ile 1917 yılları arasında yaşayan İngiliz Ressam John William Waterhouse’un tablosunda badem ağacına dönüşen Phyllis’in önünde diz çökmüş Demophon görünüyor

Bir süre sonra beklenen gemi yanaşır ama artık çok geçtir. Demophon karaya ayak basar basmaz, beklediğinden kuşku duymadığı sevdiğine koşmak, onu kucaklamak ister. Ne var ki sevdiği ortalıkta yoktur. Gözü kıyıdaki bir ağaca ve dalında sallanan cansız bedene takılır. Çılgına döner, sarılır ona.Bir sıcaklık, kıpırtı, fısıltı duymaz. Her şeyin bittiğini anladığı anda kuru ağacın dallarında yapraklar yeşermez ama beyaz, pembe çiçekler açar. Çünkü akıl, sevgi ve barış simgesi Tanrıça Athena, gençlerin aşk acısını içinde duymuş, bu sevgiyi,çiçeklerle donattığı badem ağacına dönüştürerek ölümsüzleştirmiştir.

 

Anadolu’nun en değerli ağaçlarından biri olan badem, beyaz, pembe çiçekleriyle baharı erkenden müjdeler.
Anadolu’nun en değerli ağaçlarından biri olan badem, beyaz, pembe çiçekleriyle baharı erkenden müjdeler. Yazı ve Fotoğraflar Hüsnü OKUMUŞ – Ege İdea Dergi 

Yazı ve Fotoğraflar
Hüsnü OKUMUŞ – Ege İdea Dergi 

Konular

E- Bülten

    Sosyal IDEA

    Bizi takip edip yalnız bırakmayan siz değerli okuyucularımıza teşekkür ederiz.