Elbette ki gazetecilik kanun önünde kimseye ayrıcalık kazandıran bir meslek değildir. Gazeteci kamuoyunun sesine, toplumun iradesine olduğu kadar temsil edildiği makama saygı duymalı ve her meslek bireyi gibi kanunların öngördüğü biçimde yargılanmalıdır.
Eleştiri ve hakaret ise ayrı bambaşka şeylerdir.
Katıldığı bir TV programında bir Çerkez atasözünden yola çıkarak “Öküz saraya çıkınca kral olmaz. Ama saray ahır olur.” Benzetmesini yapan gazeteci Sedef Kabaş sadece bu söylem yüzünden mi tutuklandı?
“Metafor” yaparak “ağır eleştiri” hakkını kullanan bir “gazetecinin” gözaltına alınması, apar topar tutuklanmasını biz değil hukukçular da hukuksuz buldukları, ifade özgürlüğüne uymadığı için eleştiriyor. Türkiye Barolar Birliği’nin gazeteci Sedef Kabaş’a destek açıklamasını okuyunuz. Madde madde kanunsuz tüm uygulamaları anlatmış avukatlar bu açıklamalarında.
Velev ki hadi diyelim ki gazetecinin bu söylemi hakaret kapsamında değerlendirildi. Kaldı ki hukuk niyet de okumaz. Bir yazısında söyleminde hakaret unsuru mu buldun? Olabilir, gazeteci de maksadını aşan ifadeler kullanabilir. Çağır o gazeteciyi, ifadeye, savunmasını al, evet hatta gerekli görürsen dava bile aç ama paldır küldür gözaltı kararı ve apar topar tutuklama üstelik suçun maddi ve manevi unsurları oluşmadan, hukuksuzca yapılan bu tutuklama ne demektir anlamadık ?
Sedef Kabaş hukuk çerçevesinde, kanunların söylediği, kanunların çizdiği gibi yargılansın zerrece itirazımız yoktur ama Sedef Kabas için savcının istediği bu tutuklama tedbiri başka davalar, çok daha ağır suçlar için bile verilmiyorsa bu durum sadece gazeteciyi susturmaktır.
Zaten de Türkiye Barolar Birliği Sedef Kabaş açıklamasında, “Verilen tutuklama kararı bir tedbir değil, kamuoyu nezdinde korku iklimi yaratılmasının bir parçasıdır” diyor.
Gazeteci Sedef Kabaş neden tutuklandı? Lütfen bu soruyu sorun?
Haksızlıklar karşısında bölünmemeliyiz. Bu gün haksızca yapılan tüm tutuklamaları alkışlayanlar, unutmasınlar ki yarın alkış sesi duyabilirler. Bugün görevi dil kopartmak olanlar unutmasınlar ki aldıkları her kanunsuz karar, her usulsüz uygulama yarın karşılarına çıkacaktır.
Bilmelisiniz ki hak ve özgürlüklerin ihlali ile ilgili yine her durumu, senden, ondan, benden, ayırmadan oncu şuncu buncu demeksizin sadece gazeteciler yazacaktır.
Murathan Mungan ne de güzel demiş “ Adaletsizliğe uğradıklarında, hakları çiğnendiğinde Aysel Tuğluk’un da, Sedef Kabaş’ın da, Grup Yorum’un da, Sezen Aksu’nun da yanında durabiliyor muyuz? Oradan konuşalım. Gerisi tirübin konformizmidir ”
Umut Kaşan – Ege İdea Dergi -2022