Depremi unutmamak değil, unutabilmek marifettir.

BÜYÜK AFETLERLE, AFETLERİ SADECE HATIRLAYARAK ANARAK BAŞ EDEMEYİZ!

“Kışın ortası, gece yarısı, yaralı bir coğrafyayı vurdu deprem. Hayatlar, hayaller, umutlar, yarınlar … Sivil evler değildi yıkılan. Kamu binaları, okullar, havaalanı pistleri, hastaneler, lojmanlar, karayolları… Tek bir yer de değildi. Nerede hangi ilde? Hangi ilçede? Nerede kadar çok hasar var anlamak bile günler aldı. İlk defa aynı anda, bu kadar dağınık ve farklı bölgelerde üstelik bu büyük felaket geliyorum dediği halde ve yine hazırlıksız.

Belki ilk kez, devlet de vatandaş da aynı enkaz altındaydı.

Bir kez daha depremlerde, sellerde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır dilerim. Günlerce gecelerce enkazda çalışan, gönüllü ya da görevli tüm arama kurtarma ekiplerine de teşekkür etmeliyiz. Yardım etmek için, bir can daha kurtarmak için çırpınanlar, yardım toplayanlar, koordinasyon ve iletişim sağlayanlar ve de insanlığı yaşatmak için çırpınanlar var olsunlar. Böylesi büyük afetleri tekrar yaşamamak da tek ortak arzumuz.

Depremi unutmamak değil, unutabilmek marifettir.  Şimdi herkes bilindik beylik laflar etsin, deprem değil bina öldürür falan diyecek, acılı bir fotoğraf, unutmadık unutmayacağız demekler… Toplu anma törenleri falan da yapılır. Acılar çaresizlikler, yıkılmışlıklar devam ederken! Geçmiş bitmiş gibi…

Millî Eğitim Bakanlığı bu dönem İlkokul ve ortaokullarda ‘Afet bilinci’nin seçmeli ders olarak eklemiş. Seçebilirsin diyorlar. Afet bilinci dersini verecek öğretmenlerin niteliğini ve eğitimlerini merak edip araştırdım. Afad “Afet ve Acil Durum Başkanlığı Afet Bilinci Eğitmen Eğitimi” veriyor. 3 günlük bana göre – mış gibi bir eğitimin ardından Afet Bilinci Eğitmen Sertifikası alarak okullarda Afet Bilinci dersi veriyorsunuz. Oysa bir diğer taraftan da devletimiz bilinçli afetzedeyi sevmiyor.

Acılı fotoğraflar paylaşarak, – mış gibi tedbirler, yinelenene öfke patlamaları, – Siz neyi doğru yaptınız ki! Serzenişleri ile anmalar yapmak, hatırlamak mı aldığımız ders?

Aydın İlinin ter türlü olası afet, tehlike kaynaklarını belirlemek; afet öncesinde afet risklerini önleyici önlemler almak; yaşam alanlarımızı güvenli hale getirip her türlü can ve mal kaybını en az seviyede tutmak ve toplumdaki afet duyarlılığını sürekli kılarak afetlere hazır ve dirençli hale gelmek amacıyla afet direnci yükseltmek amacıyla Aydın İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünce hazırlanan, Aydın’ın afet risklerini tanımlamaya yönelik hedef, strateji ve eylemleri belirleyen ve aslında bir yol haritası olarak hazırlanan; İRAP-Aydın raporları halk ile buluşmalıdır.

İRAP-AYDIN

“İl Risk Azaltma Planı” (İRAP); afetlerin il bazında olası etkilerini dikkate alarak bu etkileri en aza indirmek adına afetler olmadan hayata geçirilmesi gerekenleri bir süreç dâhilinde tarif eden, sorumluları ve sorumlulukları tanımlayan ve ildeki tüm kurumların iş birliği ile oluşturulan sürdürülebilir bir plandır. Aydın İRAP 1 Amaç 16 Hedef ve 197 Eylemden oluşuyor. Halkla paylaşılmış, kaç eylem, kaç hedef var? TMMOB Jeoloji Mühensileri Odası Fay Üzerinde Yaşayan İllerimiz: Aydın Raporu-4 de mutlaka halkla buluşmalı.

Keşke böylesi faydalı ve bilimsel çalışmaları takip edip halkla buluşturan, teknik raporları anlaşılır kılan halkla buluşturan sivil tolum kuruluşları, dernekler, birlikler falan olsaydı. İşte en kolayına kaçıldığı için anma töreni, toplu belgesel izleme, ya da toplu dualarla hatırlayacağız bu büyük felaketi.

AYDIN İRAP İL AFET RİSK AZALTMA PLANI 

Deprem tehlikesi, ilimiz için il afet risk azaltma sürecinde önemli bir afet risk türüdür. Deprem GZFT analizinde; İlin içerisinden geçen diri faylar, imar alanlarındaki zayıf zemin koşulları ve mevcut yapı stoku üzerine yapılmış vurgular dikkat çekmektedir.

Genel anlamda deprem tehlike ve risk analizi için bu 3 önemli faktörü birlikte düşünmek gerekir. Bu 3 faktörü ilimiz için ele aldığımızda; MTA’nın hazırladığı Türkiye Diri Fay Haritası’na göre ilimizde yerleşim alanları içerisinde ve yakın civarında diri fay hatlarının bulunduğu ve bu hatların BMG’nin kuzey kenarında segmentler halinde, doğu-batı uzanımlı oldukları görülmüştür.

Özellikle kuzeyde yer alan jeotermal kaynaklar ve geçmiş aletsel ve tarihsel deprem kayıtları bu fayların aktif olduklarının en güzel göstergesidir. İlin genel yerleşim planlarına bakıldığında ise nüfusun büyük çoğunluğunun yaşadığı yerleşim alanlarında yapıların inşa edildiği zeminlerin zayıf zemin koşullarına sahip alüvyon olduğu görülmüştür.

Bu günkü süreçte özellikle yeraltı suyunun yüksek olduğu ova kesimlerine doğru yapılaşmanın arttığı düşünüldüğünde, tarımsal alanların kaybı yanında zayıf zemin koşulları üzerine inşa edilen yaşam alanlarında da deprem etkisiyle kayıpların artması beklenebilir. Diğer bir unsurda ilin sahip olduğu yapı stoku durumudur.

Yapı Denetim Yönetmeliğinde yapılan Kanuni düzenlemeyle İlimiz 2001 yılından itibaren hazır beton kullanımının zorunlu olarak uygulandığı 19 pilot ilden biridir. Bu uygulamayla birlikte bu tarihten itibaren ilde yapılan konutların, yapı imalat aşamalarında denetim ve kontrolleri etkin ve titizlikle yapılıyorken 2001 yılından önce yapılmış konutlar için her ne kadar o dönemde geçerli olan yönetmeliklere uygun olsalar dahi gerek malzeme kalitesi gerekse inşaat sektöründeki gelişmelerden yoksun olan bu konutlar için aynı şeyi söylemek doğru olmaz.

Özellikle ilimiz genelinde 2001 yılı öncesi yapı stokunun çok olduğu düşünüldüğünde olası depremlerde bu yapılarda büyük hasarların oluşması beklenebilir.

AYDIN’I TEHDİT EDEN ÖNEMLİ VE CİDDİ DURUMLAR.

  • İmar ve yapılaşma ile ilgili yapılan yasal düzenlemelerde, gerekli denetimler yapılmadan risk arz eden yapıların yasal hale dönüşmesi.
  • İklim değişikliğine bağlı olarak yağış rejiminin düzensiz olması.
  • Kırsal alanda bulunan taşkın korumalar üzerinde vatandaşların bilinçsiz müdahalesi, dere yataklarına çöp, toprak doldurmak, yapılan köprüler harici geçiş noktaları inşa etmek, dere yataklarına özellikle kavak, söğüt vb. ağaçların taşkını önleme amacıyla dikmeleri.
  • Taşkın ile ilgili Üniversiteler, Kamu Kurum, Kuruluşları ve STK’lar ile birlikte hazırlanan projelerin az olması.
  • Taşkın bölgelerinde oluşan sağlık, temizlik gibi konularda bölge halkının dikkatli davranmaması nedeniyle salgın hastalık ihtimalinin artması.
  • Taşkın nedeniyle oluşan altyapı hasarlarında risk azaltma, müdahale ve iyileştirme çalışmaları esnasında yapılan müdahalelerde tüm altyapı planlarının çalışmayı yürüten ekiplerce bilinmemesinin ikincil afet veya acil durumlara sebebiyet vermesi.
  • Taşkın koruma amacıyla yapılan risk azaltma faaliyetlerinde proje devamlılığının sağlanamaması.  Şehir alanlarında aşırı yağışlarda geçirimsiz yüzey alanlarının (beton, asfalt) olması şehir seli riskini arttırmaktadır.
  • Şehir içi alanlarda yağmur suyu tahliye alt yapısının eksik olması.
  • Şehir alanlarında bodrum katlarında bulunan dezavantajlı gruplar, özellikle gece oluşan şiddetli sağanak yağışlardan kaynaklı sel riskinden daha fazla etkilenmektedir.
  • Aydın il ve ilçelerinde yamaçlardan akan yağmur sularını tutacak-toprağa geçirecek bitki örtüsünün tahrip edilmesi ve betonlaşmanın artması.

TMMOB JEOLOJİ MÜHENSİLERİ ODASI FAY ÜZERİNDE YAŞAYAN İLLERİMİZ: AYDIN RAPORU-4

Depremden yüzey faylanması sonucu zarar görecek yapılar için alınabilecek en temel tedbir diri fayların yerlerinin hassas bir biçimde belirlenmesi, bu faylar üzerindeki alanların zaman içerisinde boşaltılarak yapı ve nüfus yoğunluğunun azaltılması, gelecekte bu alanlar için yapı sınırlaması getirilmesi ve imar planlarının zemin koşulları ve yüzey faylanması tehlikesine uygun olarak yapılmasıdır.

Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan bu rapor Aydın İli yönetimi ve karar vericilerini ilin deprem ve diri fay tehlikesi hakkında uyarıcı ve yönlendirici olma amacındadır.

Aydın’ın gelecekteki bir olası depremi en az zararla atlatabilmesi için:

  • Aydın Valiliği veya Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından kent ölçeğinde uluslararası uygulama örnekleri de baz alınarak Mikro bölgeleme çalışmalarının yapılması, mikro bölgeleme çalışması yapılmış yerleşim birimleri var ise bunların yenilenmesi,
  • Mikro bölgeleme çalışmaları kapsamında diri fayların yerinin ve özelliklerinin, farklı disiplinlerden veri girişi ile jeoloji mühendisliği araştırmaları temelinde yapılacak paleosismolojik araştırmalarla net olarak belirlenmesi,
  • Mikro bölgeleme çalışmaları kapsamında, Ege Denizde meydana gelebilecek depremlerin meydana getirebileceği olası tsunami etkileri de dikkate alınarak Aydın ili kıyı yerleşim alanlarının planları, olası tsumani etkilerini de göz önüne alarak yeniden yapılması gerekti,
  • Yukarıdaki çalışma sonuçlarından elde edilecek bilgiler ve diğer disiplinlerden (inşaat, mimarlık, şehir plancıları vd.) edinilecek bilgiler ve diğer afet olasılıkları ışığında Deprem Master Planlarının hazırlanması,
  • Deprem Master Planı dikkate alınarak kentin gelişim ve yerleşim stratejilerinin belirlenmesi gerekmekte olup bu çerçevede aktif fay hatlarının çevre düzeni haritalarına işlenmesi ve aktif fay zonlarının sakınım bantı içinde kalan alanların 1. Derece Doğal Eşik Değerler arasına alınması ve bina ve bina türü yapılar için sınırlama getirilmesi,
  • Nazım ve uygulama imar planlarının çevre düzeni planlarında yapılan bu değişikliklerden sonra gözden geçirilerek, aktif fay hatlarının sakınım bantları ile kıyı yerleşimlerinde tsunami etki alanlarının imar planlarına işlenerek yenilenmesi, gerektiği düşünülmektedir.

AYDIN’DA 7 ŞİDDETİNDE OLASI BİR DEPREMDE Altı ayrı diri fay hattı geçen Aydın’ın nispeten daha yumuşak ve alüvyon ağırlı zeminlerin görüldüğü kuzey kesimleri riskli, orta ve güney kesimleri ise nispeten daha az riskli görüldü. Efeler ilçesini merkez üssü alan 7 şiddetindeki deprem senaryosuna göre, 990 bin kişinin doğrudan etkileneceği bir afette, kentteki 277 bin binadan 33 bin adedinin yıkılacağı, yaklaşık 70 bin binanın ise orta ve ağır hasar alacağı belirtildi. 7 bin can kaybı ile 13 bin ağır yaralı olacağı öngörülen deprem senaryosunda, Efeler, İncirliova, Germencik, Köşk, Nazilli, Kuşadası ve Söke ise en tehlikeli ilçeler olarak görüldü. 10 adet sağlık tesisinin deprem nedeniyle hizmet dışı kalacağı tahmin edilen raporda 10 okul, kaymakamlık binalarının bulunduğu 6 adet kamu kurumu, 8 karakol ve 4 itfaiye istasyonunun yıkılabileceği vurgulandı. Listede yıkılacak ve hizmet dışı kalacak kamu yapıları arasında AFAD’a ait binanın da bulunması ayrıca dikkat çekti. Yollar, elektrik, doğalgaz ve su hatlarının büyük hasar alacağı tahmin edilen deprem senaryosunda, İncirliova İkizdere Barajı’nın hasar almasıyla susuzluk başlayacağı, sanayi tesislerinin devre dışı kalacağı ve büyük ekonomik hasar olacağı da aktarıldı.

AYDIN’DA DEPREM AÇISINDAN RİSKLİ İLÇELER Aydın’ın sahip olduğu tektonik unsurlara istinaden deprem tehlikesi açısından; AFAD Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından yenilenerek 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Deprem Tehlike Haritasına göre yüksek yer ivmesine sahip tehlikeli alanda kaldığı ifade edildi. Raporda bulunan deprem tehlike haritasında Aydın’ın kuzeyindeki, doğu-batı ve batısındaki kuzeydoğu-güneybatı gidişli fay zonlarının bulunduğu Efeler, Köşk, Kuyucak, İncirliova, Germencik, Sultanhisar, Yenipazar gibi yerleşim bölgelerinde tehlikenin yüksek olduğu, güneyindeki Bozdoğan, Didim, Çine, Karpuzlu, Karacasu, gibi yerleşim bölgelerinde ise tehlike nispeten orta riskli.

Aydın ilimizin deprem tehlike haritası Şekil 1 de verilmiştir. Haritadaki mavi çizgi önümüzdeki 50 yıl içerisinde gerçekleşme olasılığı %10 dan fazla bir depremde Aydın topraklarında meydana gelmesi beklenen yer sarsıntısı miktarını göstermektedir.

Mavi çizgi bu sarsıntının yer çekiminin %40 ı kadar (0.4g), eşkenar prizma biçimli mavi çizgi yer çekiminin %60 ı kadar (0.6g) mavi 2  çizgilerin kırmızıya doğru olan kesimi daha fazla, sarıya doğru olan kesimi ise daha az sarsılacak alanları göstermektedir.

Özetle bu harita Aydın’ın çok önemli bir deprem bölgesi olduğunu ve il merkezinin de deprem olduğu takdirde en fazla sarsılacak alanlardan biri üzerinde yer aldığını açıkça göstermektedir.  Aydın kent merkezi zemini alüvyon olan illerimizden biridir. Deprem dalgaları bu tür zeminler tarafından büyütülerek binalara iletilir. Zemin büyütmesi olarak tanımlanan bu durum bir deprem olduğu takdirde Aydın kent merkezinin kaya üzerinde yer alan kent merkezlerinden daha şiddetli olarak sarsılacağı, bunun sonucunda da hasar oranının fazla olacağı anlamına gelmektedir. 30 Ekim 2020 de İzmir’e 70 km uzakta meydana gelen Sisam Adası-Kuşadası Körfezi Depremi İzmir kent merkezinde büyük hasar yaratmış, bunun ana nedeni olarak da düşük yapı kalitesi yanı sıra zemin büyütmesi gösterilmiştir. Öte yandan yapılan araştırmalar büyük bir depremde Aydın kent merkezinin bilhassa güneydeki ovaya yakın kesimlerinde sıvılaşma olaylarının da yaşanabileceğini göstermektedir. Belli büyüklüğe ulaşan depremlerde belli koşullara sahip zeminlerde meydana gelebilen sıvılaşma, zeminin üstündeki yapıları taşıyamamasına neden olmakta, yapılar yer sarsıntısının bir sonucu olan bu olay nedeniyle de hasar almaktadır.

6 Şubat 2024 – Didim – Umut Kaşan

Konular

E- Bülten

    Sosyal IDEA

    Bizi takip edip yalnız bırakmayan siz değerli okuyucularımıza teşekkür ederiz.