Fransız sosyolog Elisabeth Badinter, “Yenilmiş sevgi- anne sevgisi efsanesi”nde anne sevgisinin uzak zamanlardan beri var olduğunu ancak tüm kadınlarda olması gerekmeyeceğini ifade eder. Ayrıca annelik sevgisinin türlerin hayatta kalması için ilk şartı da değildir. Badinter herkes için bir çocuğa “anne”lik yapabileceğini (baba, teyze, vs…. ) de düşünmektedir… Ve dahası: bir kadın sadece sevgi için değil, sosyal normlar içinde “annelik görevlerini” yerine getirir. Ahlaki veya sosyal normlar bir annenin isteği kadar “annelik sevgisi”nde belirleyiciliğinde faktör olabilir.
Bir anne ya da anneyken böyle söylemleri asimile etmenin zor olduğunu biliyorum ama insani bir duygu ile uğraşıyoruz ve belirsiz, kırılganız ve bir o kadar da kusurluyuz. Sevgi bir annenin ilk görüşünde, oğlu ya da kızı onu çok özlediği zaman mükemmelliğin portresidir. Kendinizin ve annemizin portresini yapmak için bir fırsattır bu. Sosyal normlardan bağımsız güçlü hissetmek için doğurmak gerekir. Ne yanılsama ama değil mi! Tüm beklentilerimizi karşılayan ideal bir çocuk modeline asla ulaşamayacağız.
Namuslu, mütevazi, soylu çocuklardan daha çok kötü ve sorunlu çocuklarını seven annelerin görülmesi bile bende merak uyandırıyor… En tatlı genellikle en kötüsü gibi görünüyor.
Neden?
Anne kendini affettirmek ister mi, başarısız hissediyor ve kendisiyle uzlaşmak ister mi? Zaten anne sevgisi için savaşan çocuklar, aslında koşulsuz sevgiye karşılık gelen durumlar karşısında haksız hissediyor, toplumumuzun görüşüne göre olmayan bir şey, her şeyin olması için bir şart gerektirdiğinden. İnatla, içgüdülere inananları kabul ediyoruz…
Çocuklar artık sosyal toplumun bir ürünü değil, çoğu kişi veya çoğunluk öyle düşünse de…onlar ürün değildir. Üreme sadece türe yani insanlığın devamlılığı için süreklilik vermek hiç değildir. İnsan türü halen devam ediyorsa, bu motivasyon romantik ve benmerkezci eylemdir. Evlilik kurumu ve toplumun materyalize etmek istemesinden kaynaklıdır. Çiftlerin aralarındaki sevgiyi sürdürme çabası değildir çocuk…
İşte bu yüzden bazı kadınlar hamilelik uyguluyorlar, sadece maddi nedenlerle değil, toplumun istendiğini hissetmek ve güçlü olmak için. Ve erkek de sadece erkekliğini kurmak, üreme gücünü, erkeklik desenini sürdürmek ve/veya “varisi” olmasını istedikleri için baba olan erkekler vardır. Baba olmanın ne olduğunu bilmeyen erkeklerdir bunlar da….
Bu baba figürü yasal miras veya finansal konularla sınırlı değil, karakter, ideolojiler, beğeniler ve beğenmedikleri özelliklerini işaret eden karakterlerden de geçer. Baba, bu metnin boyutuna uymayan kırılgan narsist bir hareket içinde evladına kendi uzantısının, insan uzantısının temsili olarak bakması gururladır.
Ve neden çocuklar ebeveynleri ayrı iken ne kadar acı çekiyor?
Ebeveyn ayrılığında çocuklar ilişkide kendilerini kırık nesne gibi hissedebilirler. Birileri her zaman anne ve baba, her zaman baba ve her zaman anne olarak kalacak diyebilir. Anne baba ayrıldığında çocuk/ları yok sayabilirler. Kendilerini kandırıyorlar… Toplumsal bağı koparmaya gönüllü olanlar var, kan bağı mümkün olmasa da. Eski eşe olan nefret bazen patlamalarla çocuklara aktarılır. Babalar ve çocuklar diri diri gömülür.
Öte yandan anne ya da baba ebeveynlik “meşruiyeti”ni kaybettiğinde, ikisinin arasında uyum kalmadığında, özlerini yitirmişken; ayrılık acı vermeyecektir çocuğa, meşruiyet kaybı çocuklara acı çektirecektir. Sevgisiz, karşılıklı hayranlıksız, karşılıksız bir ev çocuklara daha zararlıdır. Ebeveynlerin, parçalanmış bir ailenin kurbanı bile olsa çocuklarına felaket bir miras vermeye hakkı yoktur.
Ebeveynler meşruiyeti kaybettiklerinde evlilik kurumu ortadan kalkmış olsa da, bu aile toplumun sosyal geleneklerine uymasa da işlevsel olabilir. Anneannenin, teyzenin, anne ve babanın sadece bir tanesi olan, sözde tek ebeveynli olan bir çocuk, toplumun isteklerine göre mutlu ve dengeli olabilir ve bunu onaylar. Çocukları doğuran ebeveynlik sevgi isteği tükenmişse, başka ikincil sevgiler devreye sokulmalı, baba-anne rolünün telafisi için ebeveynlik meşruiyetini kaybedenlerin yerine yeni rol modeller alınabilir: sevginin kazanabilmesi adına Badinter için…
Konuk Yazar : “Memleket Söylencesinde Bir Deli Mualla”
Ege İdea Dergi’ye keyifli yazılarınızla renk kattınız. “Memleket Söylencesinde Bir Deli Mualla” hoşgeldiniz.