Röportaj – Caner Sarı (CNR Panorama Evleri)

Çocukluğu Didim’de geçmiş. Didim’i de Didim’in değerlerini de dokusunu da aslında çok iyi biliyor ; Müteahhit/ Mimar Caner Sarı… Caner Bey Ankara’lı ve bence başka meslek seçme şansı olmayan çocuklardan. Çünkü öğreniyorum ki aile boyu mimarlık yapıyorlar. Babası Gazi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak görev yapmış, başarılı yüksek mimar, aynı zamanda yazar ve şair “Hayati Sarı”. Annesi mimar, yüksek mimar olan her iki kız kardeşi de birbirinden başarılı projelerde imzalar atmış önemli mimarlardan. Ankara’da “Tasarı Mimarlık Proje ve Yapı Üretimi” adında aktif olarak çalışmaya devam eden, mimarlık üzerine başarılı projeler yürüten aile şirketleri var. Elbette çoğu Ankara’lı gibi Caner Bey’de tatil için Didim’i seçenlerden.

Caner Sarı tatil için Didim’e gelip, evlenip Didim’e yerleşip bir aile ve hayat kurup Didimli olanlardan. Mimar, Müteahhit ve de Turizmci Caner Sarı, Şirin Özer Sarı ile evli ve üç çocuk babası. Babalığının yanı sıra inşaat ve turizm faaliyetleri de sürdüren başarılı iş adamının Didim’de son yılların dikkat çeken yapılarında, önemli yatırımlarında projelerinde imzası var.

Akbük’de muhteşem manzarası ve mimarisi ile oldukça dikkat çeken mimarlığını ve müteahhitliğini de kendisinin yaptığı son yatırımı CNR Panorama Evlerine konuk olduk ve de faaliyet gösterdiği alanlar olan turizm ve inşaat sektörüne dair keyifli bir söyleşi yaptık Mimar Caner Sarı ile.

– Didim’e tatil yapmaya gelip, yerleşip, aile kurup, birbirinden başarılı işler ve projeler üreten, Yatırımlarını Didim’e yapan Caner Sarı’nın aktif olarak devam eden işleri nelerdir?

 

İşin aslı çocukluğumdan bu yana Didim’e gelirim ben Umut Hanım.  Gerçekten tatil için Didim’i seçen yazlıkçılardandık. Okulumu bitirir bitirmez 2001 yılında aile şirketimiz olan Tasarı Mimarlık Proje Ve Yapı Üretim firmasına ben de katıldım. Daha sonra 2003 yılında Didim’e gelerek şu an aktif devam eden CNR Mimarlık ve İnşaat Firmasını kurdum. Kazanmaktan ve gelir kaynağı yaratmaktan çok turizm sektöründe de yer almak adına Mavişehirde sekiz yıldır işletmeciliğini yaptığım yaklaşık 150 kişilik bir Restorana sahibim. CNR Restaurant’ın bugün Tripadvisor’da ön sıralarda olması, yaptığımız işin tam anlamıyla müşteri memnuniyetine dönüşmüş olmasının en önemli göstergesidir.

 

He spent his childhood in Didim. Contractor and Architect Caner Sarı is very familiar with Didim and its values and culture. Caner Sarı is from Ankara, and I think he was one of those kids with no chance to choose another occupation, because I heard that architecture runs in the family.

 

His father, “Hayati Sarı” was a lecturer at Gazi University; he is a successful master architect, writer, and a poet. His mother is also an architect; his sisters are both master architects, who completed many successful projects.

 

They have a family business in Ankara named “Tasarı Mimarlık Proje ve Yapı Üretimi (Tasarı Architecture Project and Construction)”, which has been conducting successful architectural projects for many years. Just like many other people from Ankara, Caner Sarı also prefers Didim for vacation.

He is one of those people, who came to Didim for vacation, got married, moved to Didim, and started a family. Architect, Contractor, and Tourism Professional Caner Sarı is married to Şirin Özer Sarı and father of three children.

 

Besides being a father of three, and also dealing with construction and tourism,   Mr. Caner Sarı has successfully completed many prominent

architectural projects and significant investments.

 

We visited him at CNR Panorama Evleri (CNR Panorama Houses) in Akbük, his latest investment and project that he is both the architect and the contractor of, and we had a nice chat about tourism and construction industries…

 

CANER SARI / CNR YAPI

“ARCHITECT, INVESTOR, TOURISM PROFESSIONAL, AND CONTRACTOR”

 

– Bir yandan aile sorumluluğu ve babalık, bir o kadar yoğun iş temposu içerisinde size ilk sormak istediğim ilk soru artık tatil yapmaya vakit bulup bulamadığınız? Turizm sayısında her konuğumuza sorduk biz bu soruyu. Caner Bey siz en son ne zaman tatil yaptınız? Nereye gittiniz? ve gittiğiniz bu tatil bölgesi ya da otelde konaklama tercih sebebiniz, seçim kriterlerinizi belirleyen durumlar ne/neler oldu?

 

Bende bir kere şöyle özel bir durum var. Ben bir işe başladığımda o iş bitene kadar diyelim ki 5 yıl mı sürdü iş; beş yıl o iş bitene kadar ben tatil yapmam.( Gülüyor) Tatilleri genelde kendime ödül olarak veriyorum. Yunanistan tatillerini seviyorum, hatta özellikle hemen hemen her yıl aynı tarihlerde gittiğim Kos adasını tercih ediyorum. Denizin her iki yakasının birbirinden bu kadar faklı olması da aslında beni üzüyor. Kos’ta yerellik, insana saygı, ulaşım, yüksek ürün kalitesi ve hizmet kalitesi, insanların birbiriyle olan diyalogları çok güzeldir.

 

Ada’da kendinizi yabancı hissetmiyorsunuz. Hesap ödediğinizde acaba benden gerçek bedelinden daha fazlasını yani turist fiyatı mı aldılar? diye düşünmüyorsunuz ya da bir hizmet bedeli ödediğinizde, ödediğimiz bedelin karşılığı hizmeti aldığınızı da çok iyi biliyorsunuz.

Ben hemen hemen Avrupa’daki ülkelerin bir çoğunu dolaştım. Cenova ve Portofino’ya da (İtalya) bayılıyorum. Ama her yıl aynı tarihlerde yaptığım Kos tatilim vazgeçilmezdir.

-O halde gözlemlerinizden yola çıkarak Didim turizmine dair de sizden minik bir  değerlen-dirme alabilir miyiz?   Turizmde tarihi ve yerel unsurları kullanabilmek bence çok önemlidir.  Kos Adası’nda bunu görebiliyorum. Ada’nın doğal, yerelliği bozulmamış tarihi ve turistik bir hali var ve halk sahip çıkıyor, o sahiplenme kültürünü orada görebiliyorsunuz. Fakat işte Didim’de biz bu kültürü malesef göremiyoruz.

Biz Didim’e bir şehir kimliğini oluşturamamışız ve artık bazı şeyler için de geç bile kaldık. Mesela Apollon Tapınağı’nda izlediğim Genco Erkal gösterisini hiç unutamıyorum. O gösteriden sonra üç defa daha Apollona gittim gezdim. Biz tarihi ve turistik en büyük değerimiz olan Apollon Tapınağı’nı bence tanıtım argümanı olarak da yeterince kullanamıyoruz ve kesinlikle kullanmak şart. O bölgede özel bir yapılaşma ve düzenleme ile çok şey değişir. SIT alanı diyecekler şimdi bana ama Şirince’de SIT alanı. Yapan nasıl yapıyorsa biz de öyle yapmalıyız. Rantsal projelerin önüne geçerek, gerçek karar ve uygulamalarla, mevcut potansiyeli, turizm potansiyeline dönüştürmek niyeti ile her şey mümkün. İşte zaman içerisinde biz bunu başaramamışız. Siyaset yapmak ya da eleştirmek adına söylemiyorum, tamamen Mimar Caner Sarı ve sıradan Didim’i seven bir Didimli olarak samimiyetle söylüyorum ki ahbap çavuş, hatır gönül ilişkileri engel olmuş Didim’in bu güne kadar bir kimlik oluşturmasına.  Didim’in kimliği zamanında ve doğru yapılaşma ile oluşacaktı. Dün de böyleydi bugün de böyle ve Didim’de turizmi kalkındırmak adına değişen çok şey yok .

 

– Didim dinlence şehri mi? Eğlence şehri mi? İkisi de vardır ya da her ikisi de yoktur da  cevap kabul edilir? Doğrusunu söylemem gerekirse gerçek manada Didim şu an ikisi de değildir. Didim kötü yapılaşmanın yanı sıra karanlık bir şehirdir. Biz kendi aramızda da çok konuşuruz bunu. Işıl ışıl olmalı turizm şehri cıvıl cıvıl.  Sokak Bodrum’da. Lütfen çıkın bakın gece belli başlı mekânların dışında Didim karanlıktır. Tek başına sokakta yürümekten kaçarsın. Ama Didim’deki deniz ne Kuşadası’nda ne Bodrum’da ne de Marmaris’te var. Ama görsellerine ve tanıtımlarına bakarsak sanki orada var da bizde yok gibi o deniz. Didim’in havası da rakip tanımaz ama Didim bu diğer turistik şehirlerle şuan rekabet edecek düzeyde midir? Bence hayır. Bu yeterliliği var mıdır ? Fazlası ile vardır. O zaman yanlış giden eksik yapılan bir şeyler var.

Tanıtım ve turizm adına yapılan çalışmaları da ilgisiz ve yetersiz buluyorum. Dediğim gibi siyaset yapmak ya da sadece eleştirmiş olmak için söylemiyorum. Biz yaptığımız işte nasıl ki en iyisini yapalım en kaliteli inşaatları yapalım kaliteyi getirelim diye uğraşıyorsak başta yerel yönetimlerin ve de ilçenin tüm kurumlarının bizleri pişman etmemesi gerekiyor. Ben Panorama evlerini Bodrum’da yapsaydım belki biraz daha fazla katılım payı öderdim ama inanın aynı maliyetle oluşturduğum bu evleri en az 4 katına satardım.

 

Markalaşmak, daha iyi bir Didim yaratmak Didim’i tanıtmak hepimizin en öncelikli işi olmalı. Ama en çok yerel yönetimin bunu görev edinmesi ve tüm diğer kurumların da bu konuda birbiri ile uyum içerisinde çalışması gerekiyor.

– Mimar Müteahhit ve Turizmci olarak, size göre Didim’in gerçek bir turizm kenti olması için neler yapmalıyız? Atılması gereken en önemli adımlar neler olmalıdır?

Niyet, istek ve kontrollü bir cesaret. Tanıtım da çok önemli. Şimdi bir Cennet Koy, bir Akademi Koy’u başka nerede var? Çok kıymetli değerlerimiz var tanıtım argümanı olarak kullanamadığımız. Hatta artık Akbük’ün de özel ayrı tanıtılması gerekiyor. Akbük çok güzel bir turizm beldesi. Rekabetse biz Akbük’ü rekabete hazırlıyoruz. Eğer biz bu koyların güzelliğini bu güne kadar anlatamadıysak, kıymetini ortaya çıkartamadıysak ve turizm potansiyeli yaratamadıysak bu Didim’de ticaret yapanlar kadar öncelikle yerel yönetimin sorumluluğudur. Tekrarlıyorum bunları siyaset olsun ya da eleştirmiş olayım diye değil tamamen mimar bakış açısı ile söylüyorum ve hatta ticari açıdan yaklaşıyorum ben olaya.

Şimdi biz Yeşilkent Panorama Evlerinde çok lüks, çok kaliteli yapılar villalar oluşturduk ve o güne kadar yapılmış en yüksek satış oranları ile satış yaptık. Kaliteyi de getirdik. Peki sonra?  Yolumuz yapılmadı, haritada planda var olan yeşil alan düzenlemesi uygulaması yapılmadı, yolumuz karanlık ve insanların çöp atabilecekleri çöp konteynerleri dahi yok. Oysa bunlar çok sıradan en temel belediyecilik hizmetleridir.  Evlerimizden alan konuklarımız da haliyle bu hizmetleri bekliyor. Belki onlar da Didim’e yatırım yapacak. Kalitenin kaliteyi getirmesi döngüsünü yaratmak işte böyle sıradan ve gerçek hizmetleri aksatmadan sağlayarak bile mümkün. Tüm ev sahipleri hatta mimar ve müteahhit olarak biz de defalarca yetkili kurumlara şikayetimizi ilettik ama bir çözüm geliştiremedik.  Ben de haliyle demek ki bugün bazı işler, yerel yönetimin kontrolünde değil diye düşünüyorum.

Vegan Festivalinde Didim’deydik. Bütün arkadaşlarımızı da Didim’e davet ettik. Kapsamlı bir festival ne kadar güzel ve olması gereken işlerden birisi değil mi? Biz de üzerimize düşeni yaptık. Ama inanın festival alanı açık halk pazarı gibiydi. Vegan arkadaşlarımız bile sıkıntı yaşadı. Bunu söylemeyelim mi? Bence yetkililer ve konunun ilgilileri bazı eleştirileri dikkate almalılar ve acilen gerekli düzenlemeleri oluşturup, hatır gönül ahbap çavuş ilişkileri gözetmeksizin acımasızca uygulayabilmelidirler. Gerisi zamanla yerine oturacaktır. Bugünden yarına turizm kimliğimiz oluşmaz ama bugün başlarsak yarın için geç kalmayız. Bence yeterince geç bile kaldık.

Ticaret yapan kişi olarak söylüyorum nitelikli mimari çok şey demektir. Didim’in nitelikli müteahhitlere de ve yatırımcıya da ihtiyacı var. Ama arz talep dengesini karşılayacak yeterli altyapıya daha acil ihtiyacımız var. Bugün Didim gerçek bir tanıtım atağı için yeterli altyapıya da hazır değildir.

 

Madem yerel ruhumuzu kaybettik o zaman kaçınılmaz olarak Franchise markaların Didim’e gelmesini daha çok önemsemeliyiz. Ben daha çok Franchise Marka’nın Didime gelmesi gerektiğini düşünüyorum.Yani gerçek bir turizm şehri olmak için ya yerelliğimizi kendi kültürümüzü ön plana çıkartacağız ve de koruyacağız ya da turizm hareketliliğini destekleyen güçlü markaları daha çok Didim’e davet ederek güç birliği uluşturacağız. Bu markalarla çalışan, emek veren yatırımcıya da daha çok destek olacağız.

Arkadaşım olduğu için söylemiyorum ama Erdinç Ülker’in Didim’e Burger King’i açması Didim’de çok şeyi  değiştirmiştir.        D-Marin gerçek anlamda Didim’in dokusunu değiştirdi, denizcilik ve yat kültürünü getirdi. Marinanın varlığını, hizmetlerindeki kaliteyi önemsiyorum. Gece hayatında renkliliği ve kaliteyi önemsiyorum. Bu gün hala bir SeaHorse evleri konuşuluyorsa, zamanında bunu yapan kişilerin  Didim için iyi bir şey yapmış olduklarındandır.  İki ayrı konsetpttir ama bugün Balıkçı Ustam da Kavala Meyhanesi de iyi ki vardır. Bugün Meandros Köy Sofrası bu kişilerin yarattıkları mekanları ve  konseptlerini önemsemeliyiz. Bu çabaları yok saymamak hatta desteklemek lazımdır. Kalite getirmek bir yana çok iyi biliyorum ki kaliteyi korumak isteyen mekanlar bile yaşam savaşı veriyor bugün. tâbii ülke olarak da ekonomik olarak ve turizmde zor zamanlar geçirdik, ağır ekonomik krizlerle boğuştuk ama doğru strateji ve kararlılıkla devam eden işletmeleri de pişman etmemeliyiz. Yeri gelmişken de söylemeliyim Ege İdea Derginin yaptığı Yılın En’leri çalışmasının da önemli olduğunu düşünüyorum. Gerçi reklam aldıklarınıza en verdiğiniz söyleniyor ama? ( Gülüyor)

Açıklamak durumunda kalıyorum haliyle.”Evet Caner Bey bunun böyle olduğunu düşünen tek kişi siz değilsiniz galiba ve normal olarak yayıncılıkta ödül sisteminin işleyişi de genelde böyledir. Ama biz gerçekten ticari kaygılarla en ve ödül vermedik. Beklediğimizin üzerinde katılımı olan gerçek bir anket çalışması yaptık. Mesela sizin de adını verdiğiniz çoğu işletme Yılın En’lerinde seçildi ve reklam çalışması yapmadan ödül aldı. Yani bizimle reklam çalışması yapmadan ödüllerini alana firma reklam çalışması yaptığımızdan daha çoktur. Örneğin Meandros’la bir reklam çalışmamız hiç olmadı. Şimdi bizim de yayıncılık kalitesini yükselttiğimizi düşünürsek iyi firmalarla çalışmamız da kaçınılmaz. Haliyle dergimizde reklam çalışması yaptığımız firma da var. Böyle bir algının oluşması da çok normal onu da anlıyorum.

Haklısınız ben de öyle olduğunu düşündüm. Tanıtım gerçekten çok ama çok önemli, etkili işler organizasyonlar da tanıtımın olmazsa olmazı. Biz bugün Didim’den  Bodrum’a Sıla konserine gidiyorsak  Bodrum’da para harcıyoruz.

Bizim de Didim olarak tüm tanıtım hamlelerini oluşturup,  doğru strateji ve tanıtımlar yaparak, belki de önemli etkili sanatçıların desteklerini alarak konserler TV programları ile insanların da Didim’e gelmesini sağlamalıyız. Gerçek bir tanıtım ekonomisi oluşturarak bunu da hep birlikte yapabiliriz.

 

– Belki hem müteahhit, hem mimar hem de turizmci olunca projeleriniz çok daha dikkat çekti. Peki siz projelerini hangi kriterlerle oluşturuyorsunuz?

Ben, öncelikle yapabildiğim kadar iyisini ve doğrusunu yapmaya çok dikkat ederim.  Benim için vazgeçilmez bazı durumlar var. Bir projeye başlamadan bizim işimiz ile ilgili olsun olmasın işinde iyi ve başarılı kişiler başta olmak üzere herkesin fikrini almaya çalışırım.  Bana göre en önemli ve uzun süre projenin hazırlık sürecidir. Her detayı, her şart ve koşulu, tüm dengeleri gözeterek, tüm parçaları bir araya getirmek ve doğru harmanlamak gerekiyor.  Herkesin fikrini alırım ama ben yine de bildiğimi bana doğru geleni yaparım. Çünkü teslim ettiğiniz yapı 100 yıl ayakta 40 yıl 50 yıl yıkamıyorsun bile. Yapılaşma, bir şehrin karakterini belirleyen en önemli unsurdur . Şimdi yeri gelmişken şunu da söylemeliyim, kötü yapılarda genellikle mimarlar suçlanır ama müteahhitler de mimarların çizdiği projeye sadık kalmadığı için kötüdür o yapı ama nedense ilk suçlu hep mimar olur. Doğru yapı çok şey demektir.

 

Didim’de insanların bilmediği  bir gerçek daha var ki oturdukları evlerden de çok mutsuz insanlar.

 

Vaziyet planını da çok önemsiyorum mimar olarak, sosyal rekreasyon alanları da önemlidir ama fonksiyonel olması en önemlisi. Hem meslekî açıdan bir proje üretirken, hem de kişisel olarak, benim hayattaki en önemli çıkış kriterim galiba fonksiyon. Bir mekân tasarladığınızda, o mekân diğer kişilerce her şekilde kullanabilmeli. Didim’de de işte bu çok sıkıntı! Daire tapusu olup da, böyle de daire mi olur? Dediğimiz çok kötü yapılar var. Didim’in genel olarak arabesk bir yapı anlayışı var. Yani, ne kadar çok şey eklersen o kadar güzel olur mantığı hakim. Oysa bana göre hiç de öyle değil. ”Less is more”  yani “ Az daha çoktur.” Benim hayat felsefemi de “ Less is more” mottosu oluşturur. Galiba sonra da lokasyon geliyor.  Yaptığım tüm üretimlerde fonksiyonelliği, lokasyonu, oran orantı dengesini, estetik duruşu ve renk seçimini çok önemsiyorum. Çünkü yakalanan bu doğru denge insanlara mutluluk veriyor. Aslında doğru proje, benim için doğru lokasyondan bile daha önemlidir. Doğru malzeme kullanmazsanız da istediğiniz sonucu alamazsınız. Özetle, ben projelerimi oluştururken fonksiyon lokasyon estetik, renk seçimi, oran ve orantı ve kalite dengesini gözetiyorum.

İşte hepsi de bir bütünün parçalarını oluşturuyor

Bir projeye başlarken temiz bölgede olmasına da dikkat ediyorum. Temiz bölge ile ne kast ediyorum? Çevrede eskimiş binalar, mimarî anlam taşımayan yapı düzeni, çatılarda görüntü kirliliği yaratan güneş enerjileri, su depoları, karmaşık dış cephe renkleri gibi olumsuzlukların daha az olduğu ya da olmadığı bölgeleri seçiyorum. Bu sebeptendir ki daha bakir ve temiz Akbük bizim kriterlerimize göreydi ve biz de yatırımlarımıza ve projelerimize Akbük’de devam edeceğiz.  Bir bölgenin ilk yapıları o bölgenin kimliğini de belirler. Akbük için en doğru olanı yapmaya çalışıyoruz. Akbük de öyle doğal güzel ki doğru yapılaşmayı hak ediyor.  Akbük’ün kimliğini oluştururken edindiğimiz bu rol bizi mutlu ediyor. ”

I think the most important criterion for me is functionality.  When you design a living space, the people should be able to use that space in every way.

This is also another problem in Didim. There are too many poorly-designed structures that you can’t even call a house. It can be seen in many buildings. The arabesque architecture dominates Didim in general. The idea of “more is better” is popular in Didim, but I think the keyword for quality is “less is more”. This is also my philosophy of life.

 

CNR Panorama Houses is a location-specific project…Each apartment has three façades. So each room of each apartment has panoramic sea view. Only a few angles that do not have sea view have a beautiful mountain view. We built special view terraces for the residents to enjoy this spectacular view.

 

– Panorama Evleri neredeyse tüm Akbük’e hakim, inanılmaz manzarası , kalitesi ve mimarisi ile gerçekten çok özel bir proje. Akbük için parmakla gösterilen örnek projelerden biri olduğunu da iyi biliyorum. Panorama evlerinin hem müteahhidi hem de mimarı olarak CNR Panorama Evleri’nin diğer site projelerine göre farkı/ farkları nelerdir sormak isterim?

Bence, bir kere her şeyden önce muhteşem manzarası.  ( Gülüyor ) Genelde ben villalar yapıyordum ve aslında CNR Panorama Evleri benim ilk site projem diyebilirim. Tamamı deniz manzaralı, 8 adet 1+1 villa, 250 mt’ de havuz, çocuk havuzu ve jakuzili  48 adet 2+1 lüx daire olmak üzere 6.122 mt2 lik alana sahip  toplamda 56 dairelik , her detayı düşünülmüş özel konsept projedir. Burası bu arazinin kodlarına, şifrelerine göre özel tasarlandı, bu proje de bu arazinin projesidir başka bir yerde uygulayamazsınız. Yani CNR Panorama Evleri lokasyona özel projedir…

Her dairenin üç cephesi var. Bu sebeple dairelerin her odası panoramik deniz manzaralıdır. Deniz görmeyen yüzde onluk bir dilim de var ki onlar da dağ manzaralı. Bu muhteşem deniz manzarasını onure edecek özel seyir terasları da oluşturduk. Kişiler geniş seyir teraslarında kendi istedikleri konseptte manzara keyfi yaşayabilirler.

CNR Panorama Evlerinde bilindik bitişik nizam, çok katlı uzun bloklar yoğun ve çok katlı yapı düzeni yoktur…

Bloklar arasında yan yana 10 metre, arka arkaya 15 metre mesafe var. Ferahlık ve fonksiyon yaratan, nefes aldıran bu aralıkları çok önemsiyorum. Mesela VIP bahçe düzenlemesinde kullandığımız duvar taşları, inşaattan çıkan bu bölgenin doğal taşıdır. Buranın doğal yapısını çok önemsediğimiz için, inşaattan çıkan taşları duvar taşı olarak kullandık.

Bu detay buranın ruhunu yaratır.

 

Tüm uygulamaları ile günümüz standartlarında olan, geleceğe hazır, birbirini takip eden düzenli bir yapılaşma içerisinde, çatılardaki güneş enerji panellerinin ve duvarlardaki klima panellerinin yarattığı görüntü kirliliğini yok ettik, özel çözümlerle gizledik. Yüzyıllar boyu kaldığı sürece, görsel kirliliğe sebep olmayacak, teknoloji ile uyumlu, doğa ile dengeli, konforlu, zevkli, mimarisi ve geniş peyzaj alanları ile örnek olacak proje yaptık.

Tabandan tavana özel yalıtım malzemeleri kullanıldı. Kaloriferli konutlarımız 12 aylık bir yaşam sunar ki Akbük için de çok yenidir bu durum.

 

Siteye ulaşım hizmeti verecek 8 kişilik 2 ad golf arabamız merkezi lokasyonlara düzenli shuttle servisi sağlayacak. Site içerisinde bir yönetim binası var ki yönetim hizmeti de sağlayacağız, 7/24 güvenlik hizmeti, temizlik hizmeti, otopark hizmeti, Jakuzi, hamak, mangal köşesi, şık oturma grubu ve VIP özel peyzaj tasarımı ile 40 mt2 müstakil bahçeleri var. Seyir teraslarımız da oldukça geniş.

Sitede kişiler özel araçları ile tüm dairelerin kapı önüne kadar gelebilirler. Sitenin giriş merdivenini engelli ulaşımını da düşünülerek, kendim bizzat özel tasarladım.  Sitemize ulaşım yolunu da yapıyoruz. Siteden ana yola mesafe de araçla yaklaşık 3 dakikadır.

Bu muhteşem manzarayı oluşturan, sitenin hemen önündeki plajın her noktasından denize girilebiliyor. Kat yükseklikleri standart 3,60 metre olan ferah dairelerimizde her şeyden önce araziye uygun, yüksek kalite malzeme ve işçilik kullanıyoruz.

Didim’de inşaatta ilk ve tektir. Tabandan tavana özel çatı ve duvar izolasyonunda mesela tüm ara bölme duvarlarımız da dahil extra özel yalıtım malzemeleri kullandık. CNR Panorama kalitesine güveniyor. On yıl satış garantisi veriyoruz. Lüks konut alıcısı parasını harcarken çok daha dikkatlidir bunu da çok iyi biliyor ve tüm üretimimizi bu doğrultuda işçilikten ve kaliteden ödün vermeden gerçekleştiriyoruz.

 

Alıcısına her açıdan hizmet eden bir proje olduğundan, projemize başladığımız ilk günden itibaren de alıcısına kazandırmaya devam ediyor. Bu da bence bu projeyi özel kılan detaylardan birisidir.  Bu da bence bu projeyi özel kılan detaylardan birisidir. Misafirlerimizi fonksiyonel ve günden güne kıymet kazanan daireler bekliyor. Antresi, gömme vestiyeri, salon yatak odası ya da banyodaki tefrişatın kullanımı da dâhil daireler tüm mobilya düzeni ile oturur. .

 

Son tüketicinin yatırım yapmak, yaşamak ya da tatillerini geçirmekle ilgili tüm beklentileri karşılamak istedik. Çok yorulduk, çok emek verdik ama sanıyorum başarılı da olduk. Açıkçası gördüğümüz ilgiden ben çok da mutluyum. Burası benim ilk toplu site projem. Son üç projem de böyle bakir temiz arazilerde ve biz de doğru işler yaptığımız için hız kesmeden devam edebiliyoruz. Böylesi daha da anlamlı oluyor etrafta yapılaşma olmadığı için bölgenin kimliğini de belirleyebiliyoruz.

 

Yeni projelerimiz de yine lüks konut üzerine. Yine Akbük’de yaklaşık 25 dönümlük arazide sosyal donatıları çok daha fazla geniş rekreasyon alanları ve özenli sosyal tesisleri olan büyük özel siteler tasarlayıp inşa etmeyi planlıyorum. Yine ayrıca müstakil butik villalar da yapacağım elbette.

 

– Ege İdea Dergi için söyleyecekleriniz de bizim için kıymetlidir. Bizi de eleştirmenizi isteseydik ?

Öncelikle bir kadın girişimcinin sektöründe erkelerin hâkim olduğu yayıncılık alanında çok başarılı ve takip edilen işler yapmasını kıymetli buluyorum.  İşinizi çok severek ve işin hakkını vererek yaptığınız çok ortada. Önemli dijital platformlara yer almanız Türkçe İngilizce yayın yapmanız da çok kıymetli. Bölgemizin ve ticari faaliyetlerin tanıtımında da İdea Dergi’yi çok başarılı olduğumu söyleyebilirim. Dergiyi var eden içerik, özenli tasarım detayları gibi bir diğer detay da sizin bitmeyen enerjinizdir bence Umut Hanım. Ege İdea dergiyi zaten ilgiyle takip ediyordum ve elbette tavsiye ediyorum. Eleştiri kabul ederseniz, daha düzenli yayınlar yapabilmenizi ve daha az yoğunlukta çalışma programı oluşturabilmenizi dilerim. Ege İdea Dergi de Didim’den çıkan başka bir markadır. Size de teşekkür ederiz.

“Bunca iş yoğunluğunuzun içerisinde bize zaman ayırmanıza, ilginize, bu özel turizm sayısında bizimle özel çalışmalar ve işbirliği yaptığınız için biz de size tüm CNR Yapı Tasarım’a çok teşekkür ederiz. “

 

 

 

 

Konular

E- Bülten

    Sosyal IDEA

    Bizi takip edip yalnız bırakmayan siz değerli okuyucularımıza teşekkür ederiz.